Baskı Tarihi:2009
Sayfa Sayısı:352
ISBN:9789751410702
Yayın Evi:Remzi Kitap Evi
Kitabın Türü:Kişisel Gelişim,İnsan ve Toplum
Degerlendirmem:% 98,5 gerçekten mükemmel bir
eser.Baş ucu kitaplarımdan birisi olmaya aday.
Benim Ruh Halim: Bu kitabı okumaktan gerçekten
büyük haz aldım diyebilirim.
Neden Bu Kitap?:Dağan Cüceloğlunun lise
yıllarında ‘Savaşcı’adlı eserini okuma fırsatını yakalamıştım.Daha sonra
kendisini Mersinde bir konferansda dinledim.Çok ama çok etkilendim
kendisinden.Tabi o zamanlarda çalışmıyor ve param yoktu.Eserlerinin tamamını
taki 2016 yılında aldım.Verdiğim zamanada,emeğe de ve paraya da deydi.Kendimi
bu bakımdan kazançlı hissediyorum.
Konusu: (Arka Kapaktan)
Ne demek
"mış gibi" yaşam?
Düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında olmayan, sözü, gözü, davranışı birbirine uymayan insanların yaşamı demek.
"Böyle insanlar var mı?" diye sorarsanız, çevrenize bir bakın! Aklı, düşüncesi çocuğuna yardım etmekle dolu olduğu halde asık yüzlü, kırıcı, ilgisiz anne veya babaları; öğretmen olduğunu söyleyen ama hiç kitap okumayan insanları göreceksiniz.
Üstelik mış gibi yaşam, insanların bu anlayışla oluşturduğu ya da işlettiği kurumlar yoluyla giderek tüm topluma yayılıyor: Vatandaşa yardım etmek için oluşan bürokrasi, köstek olmak konusunda uzmanlaşıyor; güven duymamız için oluşturulan kurumlar güvensizliğin kaynağı haline geliyor; adaleti sağlamak için yapılan yasalar adaletsizliğin düzenini sürdürüyor.
Kimimizin körleşip fark etmediği, kimimizin kanıksayıp artık yadırgamadığı mış gibi bir yaşam yaşıyoruz. Sanki kaderimiz olmuş, kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor: Yaşıyormuş gibi görünüp de aslında yaşamamak... Ve yaşamadığının farkında bile olmamak...
Ancak, farkında olan, gözlemleyen ve irdeleyen iki kişi var! Doğan Bey ve Arif Bey sizi sohbete davet ediyorlar.
Düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında olmayan, sözü, gözü, davranışı birbirine uymayan insanların yaşamı demek.
"Böyle insanlar var mı?" diye sorarsanız, çevrenize bir bakın! Aklı, düşüncesi çocuğuna yardım etmekle dolu olduğu halde asık yüzlü, kırıcı, ilgisiz anne veya babaları; öğretmen olduğunu söyleyen ama hiç kitap okumayan insanları göreceksiniz.
Üstelik mış gibi yaşam, insanların bu anlayışla oluşturduğu ya da işlettiği kurumlar yoluyla giderek tüm topluma yayılıyor: Vatandaşa yardım etmek için oluşan bürokrasi, köstek olmak konusunda uzmanlaşıyor; güven duymamız için oluşturulan kurumlar güvensizliğin kaynağı haline geliyor; adaleti sağlamak için yapılan yasalar adaletsizliğin düzenini sürdürüyor.
Kimimizin körleşip fark etmediği, kimimizin kanıksayıp artık yadırgamadığı mış gibi bir yaşam yaşıyoruz. Sanki kaderimiz olmuş, kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor: Yaşıyormuş gibi görünüp de aslında yaşamamak... Ve yaşamadığının farkında bile olmamak...
Ancak, farkında olan, gözlemleyen ve irdeleyen iki kişi var! Doğan Bey ve Arif Bey sizi sohbete davet ediyorlar.
Kitap Analizim:
Kitabı okumaktan
gerçekten büyük bir keyif aldım.Okurken hiç bitmesin dedim mi?Evet
dedim.Yazarın duygu ve düşünce dünyasını anlamak adına;kendisinin hayatının
anlatıldığı Canan Dila ile söyleşi tadında bir eser hazırlamışlar.Damdan düşen
Psikolog.Bu kitabı okuyunca yazarın nedemek istediğini daha net anladım
diyebilirim.Böylece şunun farkına varmış oldum:otobiyografi okumanın nedenli
isabetli bir karar olduğunu.Değer verdiğim yazarların hayatlarını okumak benim
bundan sonra başlıca hedeflerimin arasında olacak.Bu önemli ayrıntıyıda
verdikten sonra gelelim kitabımızı irdelemeye.
Kitabın
yazım dili son derece akıcı ve kendine özgün bir havası var.Daha
çok ikili sohbetler şeklinde geçiyor konuşmalar.İlk başta yadırgıyor insan ama
daha sonra bu sohbet havasına alışıyor.Konular irdelenirken en çok beğendiğim
yöntemden yararlanılmış;örnekleme.Anlatılmak
istenen konular örnekleme yöntemiyle hafızada kalıcı olmasını sağlanmış.
Kitapta
elene alınan konu başlıklarını hemen görelim:
Eğitim
Kamu Hizmeti
Kadında İnsan mı?
Çevre ve Doğa Blinci
Güvenlik
Yargıda Eşitlik
Kader Kurbanlarının
Affı
Adelet
Kent,yol,bina
Trafik
Medya
Bu konu başlıklarında
beni en çok etkileyen şunlar:eğitim ve adelet.Kitapta anlatılan olaylar tamamen
Türkiyede yaşanmıştır.Bunlardan iki tane örnek vermek istiyorum.İlk ki eğitim
alanından.
İşini severek yapan
bir kütüphane müdürü olayı anlatıyor.’Çevre ve iş sağlığı yönünden çok önemli
sorunlara sahip bir ildeki üniversitenin kütüphanesi,Scandinavian Journal Of
Work,Environment q Healt adlı dergiye abone olmuş.Altı ayda bir kütüphaneye
gelen süreli yayınlar listesini dekanlıklara yollanmakta ev dekanlıklar da
anabilim dalı başkanlıklarına yollamakta ve dekanlıklar da anabilim dalı
başkanlıklarına birer kopyalarını göndermekteymişler.Ancak dergiyi okuyan bir
kişi bile çıkmamış.Dergiyi rafa yatık olarak koyuyor,bir süre sonra gittiğinde
derginin üzeri tozlanmış ve yatık olarak buluyormuş kütüphane müdürü.Dik olarak
bırakıyor dik olarak buluyormuş.Sonunda derginin son sayısının arasına 50 dolar koymuş.Allah
rızası için dergiyi karıştıran biri bulur ve ödülü alsın istemiş.Para,koyduğu
sayfa içinde 6 ay durmuş ve geri almış.
Benim bu olayı
okuduktan sonra kanım resmen dondu.Üniversitelerdeki bilim insanlarının
durumunu net bir şekilde gösteriyor bu olay.Demek ki,gözümüzde pekde
büyütmememiz gerekiyormuş bu sözde bilim adamlarını.Bu ünvanların nasıl
alındığına dair bir örenk verelim durum
daha net anlaşılsın.
DLH Genel Müdürü İ.G’nin kopya tezle aldığı yüksek lisans diploması
ve doktarası iptal edilmiş.Bir başkasının tezini
kopyalayarak yüksek lisans diploması alan,bu diplomayla doktorasını yapan
kişiye bizim ülkemizde bilim insanı diyoruz.Hoş geldin muz cumhuriyetine!
Durum ne kadar vahim
anlatamam.Bu anlatılan her olay Mış Gibi
olaylara birer örnektir.
Gelelim şimdi adelet mevzusuna:Türkiyedeki adalet
nasıl işliyor birde ona bakalım.İlk örnek:İstabul lalelide bir otelde yangın
çıkıyor ve bunun sonuncunda 41 yabancı turıst oluyor ve 8 vatandaş da
yaralanıyor.Bu olayda kusuru olan otel müdürü yargılanıyor ve hapse mahkum
ediliyor.Adam bir fırsatını buluyor ve tutuklanmadan önce firar ediyor.İşin
daha komik yanına geleceğim.Bu adam 4
sene boyunca yakalanamıyor bunu anlamadım ama neyse anlamış gibi
görüneyim.Bu adam 4 sene boyunca
yakalanamadığı gibi günlük işlerini devam ettirmiş.Bomba geliyor.Gel zaman git
zaman,birde bakmış RaşhAN Affı çıkıyor.Adam sonra elini kolunu sallayarak
savcının karşısına çıkıyor ve ben bu afftan yararlanmak istiyorum diyor ve
yasalar gereği adam bu afftan yararlanıyor.41 kişinin ölümünden sorumlu
olacaksın ve 4 sene kaçacaksın işlerini normal şekilde yapacaksın ve aff
kapsamından çıkacaksın.Adama gülerler
be!Sen nerde yaşıyorsun demezler mi?Sonra utanmadan sıkılmadan Adelet Mulkün
Temelidir de.
Sonra gelelim diğer
örneğimize:Türkiyede tanımadığın bir eve
giriyorusun ve evdeki bayana tecevüz
ediyorsun.Yasalar gereği 7 sene ederi 3 sene.Yanlış duymadınız bunlar
gerçek.Sonra yine aynı eve giriyorsunuz ve bu seferde evin çöpünü çalıyorsunuz.Yasalar gereği bu
gasp suçuna giriyor ve 36 sene den başlıyor hapis cezası.Allahını
severseniz bunları okuduktan sonra bu ülkede adalet kavramının olduğuna
inanırmısınız?Ben zaten var olduğuna inanmıyordum bu vakaları okuyunca daha da
var olan inancımı yitirdim.Resmen kafayı yedim ya.
Bu anlattığım vakalar
gibi daha bir çok örnek verebilirim ;lakin
bunu yazmaya vakit sizinde okumaya nefesiniz yetmez biliyorum.
Bu Kitaptan Neler Öğrendim?
Bu
kitap bana neler öğretmedeki?Çevremde yaşadığım
günlük olayları son derece normal buluyor ve yaşıyormuşum.Halbu ki,mış gibi
kavramını iliklerime kadar ne yazık ki yaşamışım.Bu kitap bana her şeyden önce inanılmaz bir farkındalık kazandırdı.Sonra
şuur ve bilincimin genişlemesinde yardımcı oldu.Olayları neden-sonuç ilişkisi
içinde irdelemeye başladım.Olaylara daha hassas zeminde algılamaya başladım.Bir birey olarak sorumluluk duygumun var
olduğunu anlamama sebep oldu.
Yazarın
gözünden tavsiyeler:
Bu
kitabı kimler okumasın?Bu kitabı,cahiller
okumasın.Sonra sorumluluk duygusu gelişmemiş insanlar okumasın.Her şeyi ben
bilirim ben ederim diyen insanlar okumasın.Okumadan fikir sahibi
olan,mankurtlar okumasın.Elestireye açık olmayan,kendini geliştirmeye açık
olmayan at gözlükleri ile mutlu,mesut yaşayan;ama yaşadığını sanan yaşayan
ölüler okumasın.Hayata gelipte bir tek kitap bile okumayan ve bunla övünen mal
insanlar okumasın.Siz okumayı bile hak etmiyorsunuz.
Peki
kimler okusun?Yukarıda saydığım vasıfları kendi bünyelerinde barındırmayan
aydın,gelişime açık,yaşamın farkındalığının, farkını hissetmek isteyen değerli
okurlar okusun ve okutsun.Kensinlikle baş ucu kitabı diyebilirim.Esen kalın.
+ yorum + 2 yorum
İlk yorumu ben yapmak istedim.Gerçenten içime sinen bir kitap analizi oldu.İnsallah bloguma daha fazla ziyareyçi gelir ve yorum yazar.
Sevgim hocam elinize sağlık harika bir tespit.Bu arada Aziz Nesin fanatiğimdir.Mıs gibi yasamları mutlaka okumalısınız.lakin Aziz neainide ivedelikle okumalısınız.Bu kitap bana harika bakış açıları sundu.İsterim ki sizinde bu kitaptan yararlanın.Hem emeğinize,hem de verdiğiniz paraya değecektir emin olun
Yorum Gönder