"Aydın olmɑk için önce insɑn olmɑk lâzim. İnsɑn mukɑddesi olɑndır. İnsɑn hırlɑşmɑz, konuşur, mɑruz kɑlmɑz, seçer . Aydın kendi kɑfɑsıylɑ düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını yɑpɑn; ‘uyɑnık bir şuur, tetikte bir dikkɑt ve hɑkikɑtin bütününü kucɑklɑmɑyɑ çɑlışɑn bir tecessus.." Cemil Meriç
Ana Sayfa » » Doğan Cüceloğlu/Mış Gibi Yaşamlar kitap analizi

Doğan Cüceloğlu/Mış Gibi Yaşamlar kitap analizi

Yazar By Tapusuz.seyyah on Cuma, Mart 03, 2017 | 11:54

Baskı Tarihi:2009           
Sayfa Sayısı:352
ISBN:9789751410702
Yayın Evi:Remzi Kitap Evi
Kitabın Türü:Kişisel Gelişim,İnsan ve Toplum
Degerlendirmem:% 98,5 gerçekten mükemmel bir eser.Baş ucu kitaplarımdan birisi olmaya aday.

Benim Ruh Halim: Bu kitabı okumaktan gerçekten büyük haz aldım diyebilirim.

Neden Bu Kitap?:Dağan Cüceloğlunun lise yıllarında ‘Savaşcı’adlı eserini okuma fırsatını yakalamıştım.Daha sonra kendisini Mersinde bir konferansda dinledim.Çok ama çok etkilendim kendisinden.Tabi o zamanlarda çalışmıyor ve param yoktu.Eserlerinin tamamını taki 2016 yılında aldım.Verdiğim zamanada,emeğe de ve paraya da deydi.Kendimi bu bakımdan kazançlı hissediyorum.

Konusu: (Arka Kapaktan)

Ne demek "mış gibi" yaşam? 

Düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında olmayan, sözü, gözü, davranışı birbirine uymayan insanların yaşamı demek. 

"Böyle insanlar var mı?" diye sorarsanız, çevrenize bir bakın! Aklı, düşüncesi çocuğuna yardım etmekle dolu olduğu halde asık yüzlü, kırıcı, ilgisiz anne veya babaları; öğretmen olduğunu söyleyen ama hiç kitap okumayan insanları göreceksiniz. 

Üstelik mış gibi yaşam, insanların bu anlayışla oluşturduğu ya da işlettiği kurumlar yoluyla giderek tüm topluma yayılıyor: Vatandaşa yardım etmek için oluşan bürokrasi, köstek olmak konusunda uzmanlaşıyor; güven duymamız için oluşturulan kurumlar güvensizliğin kaynağı haline geliyor; adaleti sağlamak için yapılan yasalar adaletsizliğin düzenini sürdürüyor. 

Kimimizin körleşip fark etmediği, kimimizin kanıksayıp artık yadırgamadığı mış gibi bir yaşam yaşıyoruz. Sanki kaderimiz olmuş, kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor: Yaşıyormuş gibi görünüp de aslında yaşamamak... Ve yaşamadığının farkında bile olmamak... 

Ancak, farkında olan, gözlemleyen ve irdeleyen iki kişi var! Doğan Bey ve Arif Bey sizi sohbete davet ediyorlar. 

Kitap Analizim:

Kitabı okumaktan gerçekten büyük bir keyif aldım.Okurken hiç bitmesin dedim mi?Evet dedim.Yazarın duygu ve düşünce dünyasını anlamak adına;kendisinin hayatının anlatıldığı Canan Dila ile söyleşi tadında bir eser hazırlamışlar.Damdan düşen Psikolog.Bu kitabı okuyunca yazarın nedemek istediğini daha net anladım diyebilirim.Böylece şunun farkına varmış oldum:otobiyografi okumanın nedenli isabetli bir karar olduğunu.Değer verdiğim yazarların hayatlarını okumak benim bundan sonra başlıca hedeflerimin arasında olacak.Bu önemli ayrıntıyıda verdikten sonra gelelim kitabımızı irdelemeye.

Kitabın yazım dili son derece akıcı ve kendine özgün bir havası var.Daha çok ikili sohbetler şeklinde geçiyor konuşmalar.İlk başta yadırgıyor insan ama daha sonra bu sohbet havasına alışıyor.Konular irdelenirken en çok beğendiğim yöntemden yararlanılmış;örnekleme.Anlatılmak istenen konular örnekleme yöntemiyle hafızada kalıcı olmasını sağlanmış.

Kitapta elene alınan konu başlıklarını hemen görelim:

Eğitim                                              
 Kamu Hizmeti
Kadında İnsan mı?
Çevre ve Doğa Blinci
Güvenlik
Yargıda Eşitlik
Kader Kurbanlarının Affı
Adelet
Kent,yol,bina
Trafik
Medya

Bu konu başlıklarında beni en çok etkileyen şunlar:eğitim ve adelet.Kitapta anlatılan olaylar tamamen Türkiyede yaşanmıştır.Bunlardan iki tane örnek vermek istiyorum.İlk ki eğitim alanından.

İşini severek yapan bir kütüphane müdürü olayı anlatıyor.’Çevre ve iş sağlığı yönünden çok önemli sorunlara sahip bir ildeki üniversitenin kütüphanesi,Scandinavian Journal Of Work,Environment q Healt adlı dergiye abone olmuş.Altı ayda bir kütüphaneye gelen süreli yayınlar listesini dekanlıklara yollanmakta ev dekanlıklar da anabilim dalı başkanlıklarına yollamakta ve dekanlıklar da anabilim dalı başkanlıklarına birer kopyalarını göndermekteymişler.Ancak dergiyi okuyan bir kişi bile çıkmamış.Dergiyi rafa yatık olarak koyuyor,bir süre sonra gittiğinde derginin üzeri tozlanmış ve yatık olarak buluyormuş kütüphane müdürü.Dik olarak bırakıyor dik olarak buluyormuş.Sonunda derginin son sayısının arasına 50 dolar koymuş.Allah rızası için dergiyi karıştıran biri bulur ve ödülü alsın istemiş.Para,koyduğu sayfa içinde 6 ay durmuş ve geri almış.
Benim bu olayı okuduktan sonra kanım resmen dondu.Üniversitelerdeki bilim insanlarının durumunu net bir şekilde gösteriyor bu olay.Demek ki,gözümüzde pekde büyütmememiz gerekiyormuş bu sözde bilim adamlarını.Bu ünvanların nasıl alındığına  dair bir örenk verelim durum daha net anlaşılsın.

DLH Genel Müdürü İ.G’nin kopya tezle aldığı yüksek lisans diploması ve doktarası iptal edilmiş.Bir başkasının tezini kopyalayarak yüksek lisans diploması alan,bu diplomayla doktorasını yapan kişiye bizim ülkemizde bilim insanı diyoruz.Hoş geldin muz cumhuriyetine!
Durum ne kadar vahim anlatamam.Bu anlatılan her olay Mış Gibi olaylara birer örnektir.

Gelelim şimdi adelet mevzusuna:Türkiyedeki adalet nasıl işliyor birde ona bakalım.İlk örnek:İstabul lalelide bir otelde yangın çıkıyor ve bunun sonuncunda 41 yabancı turıst oluyor ve 8 vatandaş da yaralanıyor.Bu olayda kusuru olan otel müdürü yargılanıyor ve hapse mahkum ediliyor.Adam bir fırsatını buluyor ve tutuklanmadan önce firar ediyor.İşin daha komik yanına geleceğim.Bu adam 4 sene boyunca yakalanamıyor bunu anlamadım ama neyse anlamış gibi görüneyim.Bu adam  4 sene boyunca yakalanamadığı gibi günlük işlerini devam ettirmiş.Bomba geliyor.Gel zaman git zaman,birde bakmış RaşhAN Affı çıkıyor.Adam sonra elini kolunu sallayarak savcının karşısına çıkıyor ve ben bu afftan yararlanmak istiyorum diyor ve yasalar gereği adam bu afftan yararlanıyor.41 kişinin ölümünden sorumlu olacaksın ve 4 sene kaçacaksın işlerini normal şekilde yapacaksın ve aff kapsamından çıkacaksın.Adama gülerler be!Sen nerde yaşıyorsun demezler mi?Sonra utanmadan sıkılmadan Adelet Mulkün Temelidir de.

Sonra gelelim diğer örneğimize:Türkiyede tanımadığın bir eve giriyorusun ve evdeki bayana tecevüz ediyorsun.Yasalar gereği 7 sene ederi 3 sene.Yanlış duymadınız bunlar gerçek.Sonra yine aynı eve giriyorsunuz ve bu seferde evin çöpünü çalıyorsunuz.Yasalar gereği bu gasp suçuna giriyor ve 36 sene den başlıyor hapis cezası.Allahını severseniz bunları okuduktan sonra bu ülkede adalet kavramının olduğuna inanırmısınız?Ben zaten var olduğuna inanmıyordum bu vakaları okuyunca daha da var olan inancımı yitirdim.Resmen kafayı yedim ya.

Bu anlattığım vakalar gibi daha bir çok örnek verebilirim ;lakin bunu yazmaya vakit sizinde okumaya nefesiniz yetmez biliyorum.

          jjjjjjjBu Kitaptan Neler Öğrendim?

Bu kitap bana neler öğretmedeki?Çevremde yaşadığım günlük olayları son derece normal buluyor ve yaşıyormuşum.Halbu ki,mış gibi kavramını iliklerime kadar ne yazık ki yaşamışım.Bu kitap bana her şeyden önce inanılmaz bir farkındalık kazandırdı.Sonra şuur ve bilincimin genişlemesinde yardımcı oldu.Olayları neden-sonuç ilişkisi içinde irdelemeye başladım.Olaylara daha hassas zeminde algılamaya başladım.Bir birey olarak sorumluluk duygumun var olduğunu anlamama sebep oldu.

Yazarın gözünden tavsiyeler:

Bu kitabı kimler okumasın?Bu kitabı,cahiller okumasın.Sonra sorumluluk duygusu gelişmemiş insanlar okumasın.Her şeyi ben bilirim ben ederim diyen insanlar okumasın.Okumadan fikir sahibi olan,mankurtlar okumasın.Elestireye açık olmayan,kendini geliştirmeye açık olmayan at gözlükleri ile mutlu,mesut yaşayan;ama yaşadığını sanan yaşayan ölüler okumasın.Hayata gelipte bir tek kitap bile okumayan ve bunla övünen mal insanlar okumasın.Siz okumayı bile hak etmiyorsunuz.

Peki kimler okusun?Yukarıda saydığım vasıfları kendi bünyelerinde barındırmayan aydın,gelişime açık,yaşamın farkındalığının, farkını hissetmek isteyen değerli okurlar okusun ve okutsun.Kensinlikle baş ucu kitabı diyebilirim.Esen kalın.

Bu makaleyi paylaş :

+ yorum + 2 yorum

3 Mart 2017 12:00

İlk yorumu ben yapmak istedim.Gerçenten içime sinen bir kitap analizi oldu.İnsallah bloguma daha fazla ziyareyçi gelir ve yorum yazar.

8 Mart 2017 11:12

Sevgim hocam elinize sağlık harika bir tespit.Bu arada Aziz Nesin fanatiğimdir.Mıs gibi yasamları mutlaka okumalısınız.lakin Aziz neainide ivedelikle okumalısınız.Bu kitap bana harika bakış açıları sundu.İsterim ki sizinde bu kitaptan yararlanın.Hem emeğinize,hem de verdiğiniz paraya değecektir emin olun

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. Tapusuz seyyah:Gezdiklerim,okuduklarım - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger