"Aydın olmɑk için önce insɑn olmɑk lâzim. İnsɑn mukɑddesi olɑndır. İnsɑn hırlɑşmɑz, konuşur, mɑruz kɑlmɑz, seçer . Aydın kendi kɑfɑsıylɑ düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını yɑpɑn; ‘uyɑnık bir şuur, tetikte bir dikkɑt ve hɑkikɑtin bütününü kucɑklɑmɑyɑ çɑlışɑn bir tecessus.." Cemil Meriç
Son Mesajlar

Alber Camus/Yabancı Analizim

Yazar By Tapusuz.seyyah on Pazartesi, Haziran 27, 2016 | 17:15

Baskı Tarihi:Haziran 1996
Sayfa Sayısı:119
ISBN:9789750715709
Orijinal Adı: l’ Etranger
Çeviri:Vedat Günyol
Yayın Evi:Can Yayınları
Kitabın Türü:Roman Edebiyat

Değerlendirmem:

Kitabın anlaşılır ve sade olması harika,bunun yanında kurgusu son derece basit mi basit.Olayı anlatış tarzı süslemeler ve betimlerden son derece uzak kalınmış.Son derece basit olan roman,olayın kahramanını bile ruhsal analizini yeterince başarılı verememiş.Bu bakımdan bu eser, 1957 nobel edebiyat ödülü nasıl almış onu da halen anlayabilmiş değilim?
Sonuç olarak hayal kırıklığı.

Neden Bu Kitap?

Şimdi sizlere kitap severlerin yoğun ilgi gösterdiği x, sitesinde yayınlanmış olan kitapla ilgili olan arka kapaktan bir kesit sunmak istiyorum.

Kitabı almadan önce yoğun bir çalışma içerisine giriyorum.Eser hakkında kim ne demiş,ne yazmış,ne düşünmüş bunlara teker teker bakarım.Sonuç olarak bu tanıtım bülteni benim bir hayli ilgimi çekmişti.Okuyucu yorumları da gayet iyi sinyaller veriyordu.Bu bakımdan kitabın alınmasında bir sakınca görünmüyordu.Bende aldım ve okudum.Şimdi analiz kısmına geçiyorum

Albert Camus"nün (1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş ve hala en çok satan kitaplar arasında yer alan "Yabancı", aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir "varlık"ın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi "Meursault", bir simge kahraman değildir, "adı" olmayan bir "Yabancı"dır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camus'yle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. "Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir," der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.(Arka Kapak)
Albert Camus, 1957 Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir.

Aşağıdaki yorumda sitede bir okuyucu tarafından yazılmış

.Toplum ve toplumu oluşturan insana dair ve yine toplumca oluşturulmuş değer yargılarına karşı uyumsuz olan kahramanın topluma yabancılaşmasını, toplumu oluşturan diğer bireylerce ötekileştirilmesini konu alan varoluş felsefesine ve insan algısına dair düşündükçe derinleşen müthiş bir eser. Kitabı okuduktan sonra aldığınız lezzet okurken aldığınızdan daha fazladır.

Konusu:

Eserde göze çarpan en önemli olay;kurgudan daha çok kahramanımızın içsel çatışmalarına yer verilmesi.Toplumun kabul etmiş olduğu kurallara,değerlere,örf,adet ve geleneklere sanki bir baş kaldırış,bir yabancılaşma,duyarsızlaşma,his ve tepki reflekslerini yitirme söz konusu.

Kitap Analizim
       Meursault'un annesinin ölüm haberini alması üzerine bakımevine gitmesi ve cenaze törenini anlatır. Meursault annesinin ölümüne hiç üzülmemiş gibidir, bilakis sigarasını, kahvesini içer hayatını aynı tek düzelikte yaşamaya devam eder. Hayattaki herşey ona sıradan gelmektedir, üzülmez, şaşırmaz, sevinmez. Hep olsa da olur olmasa da modundadır...2. Cenazenin ertesi günü kız arkadaşı ile birlikte olur, denize girer sinemaya giderler. Sanki dün annesi ölmemiş gibidir... Komşusu Raymond'a yardım eder. Bir gün hep beraber deniz kenarına bir arkadaşlarına giderler. Burada Meursault anlamsız şekilde bir cinayet işler
3. Duruşma süreci, karar anı ve infazı bekleyiş... İnanç ve inançsızlık... Karakterimiz için ölse de olur ölmesede... Bu ruh hali, bu sönüklük beni çok sıktı... 
Benim değerlendirmem, kitapta şu yönde olacak.Bana göre bir kitap, okuyucuyu derinden sarsmıyorsa ve onu şoka sokmuyorsa bence bu kitaba,kitap demem.Benim anlayışım çok açık ve net.Kitap, seni gerek olay kurgusu, gerekse olayın kahramanları bakımdan içine çekmiyorsa,seni sürüklemiyorsa,yeni yeni anlamlar çıkartamıyorsan,kafanda şimşekler çakmıyorsa vs…atın bu kitabı boşa zaman kaybı.Bu saymış olduğum tüm özellikler büyük üstat, Stefan Zweiglerde yeterince mevcuttur.Hele Satranç eseri bir baş yapıttır.Sanırım tüm kitap analizlerimi Zweiglere göre kıyaslıyacağım….

Ben bu kitapta beni yakalayacak zerre kadar iyi bir şey göremedim.Yukarıda tanıtım bülteninde yazılanlara ve okuyucu yorumlarını alt alta toplasam çıkarsam,sanki dünyanın en büyük yapıtından bahsediyorlar sanırsınız.Bu bir algı sürecidir bence.Ya da kitap beğenisi henüz oluşmamış insanların vermiş olduğu duygusal tepkimelerdir.Dostum, sanırım fena halde hayal kırıklığına uğramış durumdayım.

Benim olayları yorumlayış tarzım İzlenimsel Eleştiri türüne giriyor.Bu kuramda herhangi bir neslenlik ve kural aranmaz.Olay tamamen okuyucuda bitiyor.Eser, okuyucunun tüm bedeninin en ucra kısımlarına kadar nüfuz etmiş midir yoksa etmemiş midir?Seni A, yerinden B,yerine sürüklemiş mi sürüklemiş mi?Sana  yeni çağrışımlar ufkunda açmış mıdır?Tüm bunlar izlenimsel eleştirinin birer kriteridir.Sonuç olarak,eserde bahsi geçen kahraman ve olayın kurgusu beni hiç ama hiç etkilemedi.Boşa zaman kaybı bence.Okunacak o kadar güzel eserler var ki anlatamam size…

Bu Kitaptan Neler Öğrendim?

Bu kitaptan  şu dersi çıkardım:tanıtım bültenleri tam bir palavra ve algı yöneticileri tarafından okuyucuyu yönlendirmede aktif rol oynamakta.Yukarı bahsi geçen tanıtım bülteni okuyup aldım ve günümü gördüm.Bundan sonra eser seçerken bir kuyumcu titizliğini göstereceğim.Çünkü dünyada iki şeye çok kıymet veririm:birisi namus,ikicisi zaman kavramı.

Bu eser tam bir zaman kaybı oldu benim için.Yazarın diğer eserlerini alıp almamakta tereddütlerim var.

Evrimin Adı Müslüman Sosyalits

Yazar By Tapusuz.seyyah on Pazartesi, Mayıs 23, 2016 | 13:09



Bundan böyle her pazartesi kendi köşemde düzenli bir şekilde yazı yazmaya gayret edeceğim.Bugün ne yazayım diye düşünürken gözüm eski resimlere ilişti.Bir de ne göreyim?2014 yılında yaptırdığım kütüphanenmin eski resimlerini görünce ne kadar az kitabımın olduğunun farkına vardım.Neyseki o günler geride kaldı.Aradan 2 sene geçmiş bulunuyor ve kitaplığımda şuanda sadece son raf boş.
Tabi bu durumda kitaplığın ne kadar dolu olduğu değilde;kafaların ne kadar dolduğu önemli benim için.Bu süre zarfında kendimde olumlu davranışların olduğunu gözlemliyorum.Her şeyden önce bakış açımı yeniden revizeettim.Bagnaz,sığ,doğmatik ve kulaktan dolma fikirlere kendimi kapattım.Kendimi aşmak istiyorsam ki,aşmak istiyorum.Eksik ve zaaf gösteren yönlerimi tesbit edip bunlar ile sıkı bir mücadele girmek istiyorum.Bunlardan en önemlileri;bilgisizlik,cehalet,okumamak,sorgulamamak,düşünmemek yani eleştirel bir bakış açısına sahip olamamak vs….

Hedefim kendimi geliştirmek.Bunun ilk adımı olarak,bugüne değin edinmiş olduğum tüm bilgi ve tecrübelerimi baştan aşığa revize etmek.Düşüncelerimi geliştirmek bunun yanında var olan tüm bilgilere eleştirel bir bakış getirmek.Bu bağlamda kararımı verdim ve korkularım ile yüzleştim.Bunun ilk aşaması zıt düşüncelere kendimi açmak  oldu.

Önceden kitaplığımda sadece sağ düşüncelere sahip yazarlara yer verirken şimdilerde sol ağırlıklı yazarlara yer verdim.Böylece ilk korkumu yenmiş oldum.Kendi görüşünden olmayan başka insanların görüşlerini okuyup,anlamak ve onlar gibi hissetmek benim düşünce dünyamı fazlasıyla etkiledi.Artık evrim geçiriyordum.Bu evrim sanıldığı kadar zor olmadı benim açımdan.Çünkü ikizler burcuna sahibim.Yani çift ruha sahibim.Okudukça ne kadar cahil ve bağnaz bir insan olduğumun farkına vardım.Yıllarca bildiğimi sandığım,önünü arkasını hiç sorgulamadığım fikirlerimle boş bir dünya kurmuşum kendime.Mühim olan durumun farkına varmak ve ona önlem almaktır.Bu bağlamda evrimin adını koymak gerekti.Evrimin adı:MÜSLÜMAN SOSYALİST.Bu akımın idolleri:Cemil Meriç,Nurettin Topçu ve Ali Şeraiti.Kendimi, bu yazarlara düşünce olarak daha yakın hissediyorum.

Çağımızın en büyük sorunların birisi;insanlar kendi düşüncesinden olmayan insanları hemen soyutluyor.Sağcılar solcuların düşünlerini bilmiyor okumuyor,solcularda sağcıların düşüncelerini bilmiyor ve okumuyor.Bir gurup daha var ki,onlar savundukları düşüncelerin bile farkında değiller.Onlar ne okur,ne düşünür nede sorgular.Onların yaptıkları tek şey kulaktan dolma bilgiler ile sağa sola nefretlerini bulaştırmaktır.Ben bu bakımdan kendimin çok özel bir yapıya sahip olduğumu düşünüyorum.Çünkü ben hem sağ görüşlü yazarları hemde sol görüşlü yazarları okuyor,anlıyor ve sorguluyorum.Yani çağımız insanlara dayatmak istediği TEK TİP OTOMAT İNSAN modeline uymuyorum.

Değişim ilk olarak düşüncede başlar ve sonra eyleme geçer.Sonra eylemler alışkanlılara ve en son olarak da ete kemiğe bürünür.Okumada sağladığım evrimi yazı dünyama da taşımak istiyorum.Yapmış olduğum gözlemler sonucunda yazılarımda duygu yoksunluğunun  farkına vardım.Yazılarım daha çok eleştirel yazılar.Ben istiyorum artık yazılarımda duygu olsun,edebi yazılar olsun,betimlemeler olsun,şiirsel bir anlatım olsun istiyorum.Bu yüzden okuduğum kitapların arasına artık romanda alıyorum.Romanı asla okumazdım ve romanın insana sağlamış olduğu faydaları da göz ardı ederdim.Bu yanlıştan bir kere vazgeçtim ve düşünce dünyamı zenginleştirmek adına artık roman okuyorum.Roman okuyan insanların yazılarını incelediğimde yazılarının akıcı ve duygu yoğunluğunun  çok yüksük olduğuna şahit oldum.En kısa zamanda roman okumanın faydasını görür ve bunun yansımalarını yazımda bulma şansına nahil olurum.

Durumu toparlayacak olursam:2 sene boyunca hem düşünce bakımdan,hemde ruhsal bakımdan bir tekamül geçirdiğimi söyleyebilirim.Kitaplığım dolmakla kalmadı,aynı zamanda gelişim evremi de tamamlamada yardımcı oldu.Artık yeni felsefem:oku,düşün,sorgula ve eyleme geç.



2014 yılı kitaplığın ilk hali


kitaplığın son hali 2016.

Kitap Satın Alma Hastalığı

Yazar By Tapusuz.seyyah on Çarşamba, Mayıs 18, 2016 | 11:50

Bu günki yazımı kitap satın alma hastalığına ayırdım.Bu konuyu giriş yapmadan önce ufak bir alıntıya yer vermek istiyorum:

Kitap satın alma hastalığına tutulmuş bir insan olan Walter Benjammin bununla ilgili bir hikayesi mevcuttur.
Pariste kendisiyle röportaş yapmaya Benjaminin evinde giden bir muhabir,benjeminin çalışma odasında yeni alınmış koli halinde bir çok kitap görür ve biraz alaycı bir şekilde:tüm bu kitapları  okuyabilecek vaktiniz olduğuna inanıyor musunuz? Diye sorar.Benjamin muhabire şöyle cevap verir’’ kitaplar yalnız okunmak için değil,aynı zamanda birlikte yaşamak içindir der.’’

Güzel cevap olmasına rağmen sorunu görmezden gelemeyiz.Bugün itibari ile bende artık  kitap satın alma hastalığına muptela olmuş bir hastayım.Güzel aynı zamanda pahalı bir hastalık.Benim diğer hastalardan farkım şudur:onlar kitapları sadece sahip olma güdüsü ile alıyorlar,ben ise hem sahip olma güdüsü hemde okuma güdüsü ile alıyorum.Kitap aldığımda inanılmaz mutlu  oluyorum.O gün bütün paramı oracıkta kitap almak için kullanıyorum.Bunun altında yatan diğer sebebe gelince,bütün mesele bilgiye aç olmak ve ona sahip olmayı istememdir.

Sanırım durumu bir hayli abartmış durumdayım.Önceden her ayın başında maaşımı alır almaz en fazla 3 yada 4 kitap alırken,şimdilerde bu oran 9 yada 10 bulmakta.En büyük özelliklerimden biri;kendime zararı dokunan eylem ve davranışları tespit eder etmez hemen onunla savaşma yoluna girmemdir.O halde bu hastalıkla başetmenin bir tek yolu var oda:disiplin ve disiplin.İlk iş olarak kitaplığımdaki okumadığım tüm kitapların lisetesini çıkarmak olacak.Sonra bunları teker teker excele yazmak.Sonra bunlara bir sıra ve tarih vererek sistemli bir şekilde okumak olacak.

Kitap satın alma olayına gelincede her ay maaşı alınca kendime ödül olarak 3 kitap alma sözü veriyorum.Aynı zamanda ne zamandır beri bloguma yazammaktan şikayet ediyorumdum.Bu yazma eyleminene de bir çeki düzen verme zamanı geldi de geçiyor.Bundan böyle her hafta düzenli olarak izinli günlerimde bitirmiş olduğum kitapların analizlerini yapmağa ayıracağım inşallah.Böylece hem düzenli bir şekilde okumuş ve yazmış olacağım hemde hastalığımı  kontrol altına alacağım.


Abdulaziz Yılmaz/Entella İncelemesi

Yazar By Tapusuz.seyyah on Salı, Nisan 05, 2016 | 12:31

Kitabın Adı:Entella
Yazar:Abdullaziz Yılmaz
Sayfa Sayısı:136
Yayın Evi:Mgv(Milli Görüş Vakfı)


Değerlendirmem

Bu kitab,hem içerik olsun,hemde dil bakımdan olsun hayal kırıklığına uğrattı beni.Bu yüzden puanım 10/5

Neden Bu Kitap?

Bu kitabı,instagramda tanıştığım değerli bir arkadaşım tavsiye etti.İşin aslı şöyle,ben ondan çocuk gelişimi üzerine bir kitap tavsiye etmesini istedim,o da bana bu yazarın SOBE adlı kitabını tavsiye etti.Kitabı öyle bir methiyeler düzüyor ki anlatamam size.Vay efendim çocuklar üzerine yazılan ender kitaplardan birisiymiş.Merakımı celpetmedi desem yalan olur.Neyse  o sıralar Mersin CNR EXPO 2015 kitap fuarını düzenliyor.İçeri girdim bir de ne göreyim,karşımda bu aradığım kitap.Bir iştahla,bir merakla alıverdim.Satış temsilcisi,abi bu yazarın böyle yeni çıkarmış olduğu kitabı da var deyince;hiç teretdüt etmeden onuda aldım.Nasıl olsa referans sağlam.

Konusu

Yazarımız,her şeyden önce psikohekimdir.Başından geçen deneyimleri ve tercübelerini deneme havasında aktarmış.Kitabın kapak kısmında yazılan yazıda bir hayli iddalı:İsyan Et Ey Arkadaşım.Kitabın şifreleri bu kelimelerde saklı.Hemen her şeye eleştiri getirmiş.

Sözün kısası,yazarımız özellikle kendisini entelektüel zümresinde gören ve halktan soyutlayan, elini taşın altına koymayanlara veryansın ediyor.

Kitap Analizim

Kitap analizime gelince;her şeyden önce bu kitap bir referansdı benim için.Gel gör ki,yazarın ilk eseri olan SOBE VE ENTELLA beni bir hayli hayal kırıklığına  uğrattı.Neden?Çünkü benim kitaplardan beklentim çok fazla olabiliyor.Ben kitapları, sadece okumak için okumuyorum;bu bakımdan kitaplarımı seçerken kitapların beni geliştirici özelliklerine bakıyorum.Beni şimdiki mevcut durumumdan daha ileri bir seviyeye taşımayacaksa o kitap, benim nazarımda ölü bir kitaptır.Ana felsefem şu olmuştur daima:beyninde şimşekler çaktıracak,heyecana getirecek,sana yenilikler sunacak,faydacı ve bilgilendirici olacak kitap dediğin.

İmam gazalinin dediği üzere:bir daha dünyaya gelirsem namusuma verdiğim değer kadar zamanıma da değer verecek ve onu koruyacağım diyor.Demek ki neymiş;bu dünyada en değerli ve en kıymetli hazinemiz zamanımızdır.

Vakit geçirmek için kitap okuyan zihniyeti anlamak mümkün değil.Bu adamların hayattaki amaçları olsa olsa hoş vakit geçirmek,gününü gün etmek.Hal böyle olunca en sorunsuz,kafayı yormayan,düşündürmeyen,canını sıkmayan,su gibi akıcı romanlar revaşta oluyor.Sonra bunun adı,ben okuyorum oluyor.Benim nazarımda roman okuyan insan,vakit geçiriyor,kendi kendini kandırıyor demektir.Neden okuyorsun bu eserleri deyince de cevap hazır:hayal dünyamı zenginleştiriyorum!

Konun özüne dönecek olursam,bu kadar eleştiriyi şunun için yaptım.Yukarıda bahsetmiş olduğum zaman kavramı benim için hayati önem arz ediyor.Bu kitap da,zaman kaybından başka bir şey değil benim açımdan.Konuların ele alınışı son derece sıradan.Ete kemiğe değecek bir bilgi kırıntısı yok denecek kadar az.Anlatım dili bir hayli zayıf.İsterdim ki,böyle donanımlı bir yazarın sözcükler ile dans etsin ama ara ki bulasın.

Kitap da baştan sona entelektüel gurup eleştiriliyor.Sadece okumakla olmuyor,aynı zamanda sahaya inmek insanların yüreklerine dokunmak gerek diyor.Onlara nüfuz etmek lazım diyor.Onların dertleri ile dertlenmek,acılarına ortak olmak,sevinçlerini paylaşmak gerek diyor.İnsan olun biraz diyor,olamıyorsanız da biraz insan taklidi yapın diyor.Tembel insanlardan şikayet ediyor bol bol.Yazarımız psiko hekim olduğundan, sürekli sahada insanlar ile iç içe bu bakımdan  böyle düşünmesi gayet normal.

Yukarıda da bahsettiğim üzere kitaplarda faydacılık ararım.Bu kitap, bana çok az konuda bilgi sahibi yaptı.Aynı zamanda dili son derece basit buda benim nazarımda olumsuz düşüncelerin oluşmasına neden oldu.Kitapda işlenen konuaları tek tek ele  alma gereği bile duymuyrum.Dikkattimi cezbedecek bir şey olacak ki,bende burada paylaşım yapabileyim.

Bu Kitaptan Neler Öğrendim?


Bu kitapdan ne öğrendiğim ben?Başkasını tavsiye etmiş olduğu kitabı bundan böyle ince eleyip sık dokumdan asla alıp okumayacağım.Buda bana ders olur insallah.Hem zaman kaybı,hemde para kaybı oldu benim açımdan.

Dip not:La ile ilgili bir kaç şey eklemek istiyorum:

Bütün esrar,bütün maharet,bütün güç-kuvvet,büyün nizam-intizam buradaydı.Prangaları koparan,zincirleri kıran,bütün zındanları yıkan,her türlü esareti,köleliği,sömürüyü,kulluğu reddeden,özgürlüğü bir çağrı sadece bu iki harf,tek heceydi: LA kısaca arapcada yok,hayır anlamına geliyor.Mevzu derin sizin anlayacağınız.Bu iki harf için  kitap yazılır.Esen kalın.

Yılmaz Özdil/İsim Şehir Bitki Analizi

Yazar By Tapusuz.seyyah on Perşembe, Mart 24, 2016 | 01:23

Kitabın Adı:İsim Şehir Bitki
Yazar:Yılmaz Özdil
Sayfa Sayısı:435
Yayın Evi/Doğan Kitap Evi

Değerlendirmem

Kitap,analtım tarzı bakımdan sıradışılık arz ediyor.Bu anlatım tarzını,yani kara mizahı,bir Aziz Nesinde görmüştüm birde Yılmaz Özdilde.Kısa ve net mesajlar okuyucu sıkmayacak türden.Ben gayet başarılı buldum;bu yüzden benim değerlenmdirmem 10/8 olacak.

Neden Bu Kitap?

Çevremde kitap okuyan insan bulmak neredeyse çok zor.Kitap okuyan olmadığı gibi,boş beleş konuşan insan bir hayli fazla.Kendini laik,cumhuriyetçi sanan;laikliğin savunduğu düşünce sistemini dahi bilmeyen,bilmediği gibi kendi düşüncelerini savunan yazarları dahi okumaktan aciz ve cahil insanlara inat bu kitabı okudum.Sırf onların düşünce sistemini yakından şahit olmak istedim.

Konusu

Kitabın konusu,tarzı ve üslübu gibi gayet heycan verici.Gündelik konuların yanında,askeri,siyasi ve sosyal  konuları da mizahi bir  dil ile ele almış.

Kitap Analizim

Ey Yılmaz Özdil,namı diğer Sözcü gazetesinin sivri dilli yaramaz çocuğu.Senin eserini alıpta okuyacağım aklımının ucundan bile geçmezdi.Sen laik,cumhuriyet çocuğu,ben ise Evlad-ı Osmanlı.Biz bu dünyanın iki farklı düşünen insanı.Gerek düşünce,gerekse yaşam tarzımız birbirine taban tabana zıt.Nasıl olduda bir zamanlar ismini bile duymaya katlanamazken şimdi senin düşüncelerini okuyabiliyorum kendime  hayret ediyorum.

Kendi düşünce sistemin yanında, farklı çatlak seslerede kulak vermesini becerebildim.İlk olarak Soner Yalçın ile tabularımı kırdım,ardından Yılmaz Özdil geldi.Farklı seslere kulak vermek, görüş açımı pozitif yönden bir hayli etkiledi diyebilirim.

Konuların ele alış biçimi,işlenişi ve okuyuca verilen mesaj sıradışı.Bu anlatım tarzı başta beni çok etkiledi.Kitap,gündelik konuların yanında,askeri,siyasi ve  sosyal yönden AKP HÜKÜMETİNİ,mizahi bir dille eleştiriyor.Kitabın her konusuna kalem kalem girip anlatmam oldukça zor.Kısa kısa denemeler şeklinde 100 yakın konu anlatıyor.Ama illa anlatacak olsam,yıllar önce Türk Hava Kuvvelerinin,Ege kıyılarında tatbikat yapan fırkateylerimizi Yunan Gemileri sanarak gemilerimizi batırması.Bunun sonucundan 54 şehit veriyoruz.Bu olay bir sene saklı kalıyor ve üstü örtülüyor.Daha sonra olay açığa çıkıyor ama olan bizim şehitlerimize oluyor.Daha buna benzer akla hayala sığmayan ilginç ve vahim olaylar dizisi.Bir tane daha örnek verelim ve konuyu kapatalım.

327 imam hatip lisesini tek başına açarak,erişilmesi imkansız rekora imza atan ‘’usta’’ kimdir?

a)Hüsnü Mübarek
b)Nihat Doğan
c)Usain Bolt
d)Süleyman Demirel

Herkes kormandan gitsin diye,Başbakanlık arabasıyla Cuma nazamazına giden ilk adam benim’’ diyen mütedeyyin isyankar kimdir?

a)Felipe Massa
b)Behzat Ç.
c)Paris Hilton
d)Süleyman Demirel vs… bu testlerden bir kesitidi.

Abartının yanında,gerçeklik payıda bir hayli fazla konu işlemiş.Kendi açımdan gayet faydalı buldum kitabı.Her ne kadar da aynı düşüncelere sahip olmasak da,yiğidi öldür hakkını ver demişler.Ayrıca kitabı okurken asla sıkılmadım.Konu başlıklarının kısa kısa deneme tadında olması okuyucu sürekli zinde tutuyor.Bu da kitap için artı değer kanımca.
    


2015 CNR MERSİN KİTAP FUARI

Yazar By Tapusuz.seyyah on Pazartesi, Mart 21, 2016 | 17:33




Herkese merhabalar,
Bugün CNR MERSİN KİTAP FUARINDAN edindiğin izlenimleri sizinle paylaşmak istedim.2015 yılının Aralık ayında gerçekleşen,bugüne kadar Mersin Mersin olalı böyle büyük çaplı bir organizasyon görmemiştir.Gel görki,büyük umutlar ile beklediğim kitap fuarı tam bir skandal oldu benim için.Biraz da beklentimin büyük olmasının nedeni TÜYAP KİTAP FUARI olmasından kaynaklanıyor.

Tüyap Kitap Fuarı,tam bir profesyonel diyebilirim;çünkü takvimini bir sene öncesinden yapıp internet sitesinden duyuruyor.Hangi tarihde,hangi ilde saat kaçla kaç arasında yapacağına kadar yayınlamakta.Yazarların imza günleri ve seminerleride cabası.
Böyle büyük çaplı fuarların düzenlenmesindeki amaç;okuyucuları kitaplar ile tanıştırmak bunun yanında yazarları da yakından görüp onlar ile sohbet imkanı sağlamaktır.Hatta ve hatta büyük indirimler düzenliyerekten kitap almaya teşvik etmektir.Konuyu nereye bağlayacağım;tabiki CNR MERSİN KİTAP FUARINA.Tüyap ile CNR kıyas bile edemem.Tam bir kepazelik,tam bir vurdum duymazlık ve skandaldır CNR EXPO.

Bu kadar sinirlenmemdeki nedenlere gelince.Mersinde ilk defa düzenlenecek olan bu fuara gereken önem verilmemesidir.Halkı gerekli şekilde bilgilendirecek reklamlar yapılmamısı,gelecek olan yazarların tatmin edecek düzeyde olmamısı(Atilla Taş kimdir bu malı çağırmışlar)kitaplarda yapılacak olan indirimlerin hiç ama hiç cazip olmaması.Sınırlı sayıda yazarların gelmesi.Ayrıca şunuda belirtmek isterim,Mersinler, her zaman kültür sanat alanında şehirlerinin ne kadar örnek ve aydın bir şehir olduğunun vurgusunu yaparlar.Türkiyede kitap okuma oranın en yüksek olduğu şehirlerinin başında gelirmiş.Gelirmiş diyorum,bunun yanısımasını en azından kitap fuarına gelerek, gereken ilgiyi keşke göstermiş olsalardı.Sonuç koca bır sıfır.Lafa gelince mangalda kül bırakmazlar.Mersin koca bir aveneler şehridir.Yanı başında kocaman bir şehir var,onun adı ADANA.Gerek kültür gerek sanat alanında Mersinden katbe kat üstündür.TÜYAP KİTAP FUARI 9. Düzenlerlen sen nerelerdeydin ey Mersin.Siz ança konuşmasını bilirsiniz.Daha fazla konuşmak istemiyorum sinirlerim zıpladı resmen.

Bunun yanında hiç iyi şeyler olmadı mı?Tabiki oldu.Benim açımdan bu fuarda DERGAH YAYINLARINI tanıma fırsatım oldu.Hatta onların sayesinde çok sevdiğim NURETTTİN TOPÇUYU da alma imkanım oldum.Kitapları alırken bana çok yardımları oldu,Allah razı olsun onlardan.Tabiki vazgeçilmez yayınevlerimden TİMAŞ VE NESİL yayınlarında burdan kucak dolusu sevgiler sunuyorum.

Umarım bu rezalet bir sonraki Mersin Kitap Fuarıda gerçekleşmez ve adına yakışır büyük bir organizsyon olur.Son olarak fuardan aldığım kitapları paylaşmak istiyorum.











2015 yılı yazar analizlerim

Yazar By Tapusuz.seyyah on Salı, Şubat 02, 2016 | 21:57

Bugün, 2015 yılında okumuş olduğum yazarların teknik analizlerini yapmağa gayret edeceğim.Bu yazıma, geçemeden önce geçen sene yazdığım yazıları şöyle bir gözden geçirdim ve şunu farkettim.Evet yazılırım yavaş yavaş oturmaya başlamış.Sorun şu,okuma noktasında göstermiş olduğum perfermansı,yazı alanında gösterebilecekmiyim?Yazımı,geçen senenin üstüne taşıyabilecekmiyim?Artı(t) değer mantığı.
Şimdi gelelim okumuş olduğum yazarların dili hakkında  teknik analizlerime.İlk olarak,tabiki bana Osmanlıyı sevdiren adam,tabiki:
Mustafa Armağan:Kendisi edebiyat mezunu olması rağmen uzmanlık alanı tarih olmuş.Araştırmacı-yazarımızın yetkinlik alanı Osmanlı tarihi üzerine kurmuş.Bu alanda,kendilerinin yaklaşık 37 kitabını okumuş bulunmaktayım.Bana atalarımı yani Osmanlıyı sevdiren adam gibi adamdır.Birçok tarihçiden kat be kat üstündür.Değinilmemiş konuları,tüm cesareti ile yazabilen ender yazarlardan birisidir.
Yazarın dili,oldukça sade ve anlaşılır.Helede tarih gibi sıkıcı bir alanda bunu sergilemesi önemli bir meziyet doğrusu.Dilinin sade ve anlaşılır olmasının yanında işlemiş olduğu özgün ve can alıcı konular sayesinde akıllarda yeredinmesini sağlıyor.Tarih,bir nevi şaşırmaktır der  ve ekler:tarih sizi altüs etmiyorsa yani ruhunuzda,beyninizde ve bedenizde depremler yaratmıyorsa bence okuduğunuz tarih,tarih değildir atın çöpe gitsin.Yazmış olduğu tüm serilerinde nefesimi tutup acaba bu sefer hangi bombayı patlacak diye merak içinde olmuşumdur.Ve en nihayetinde o merakımı fazlasıyla gidermiştir.Beni,tarih alanında düşündüren,sorgulatan ve yorumlatan tavrı çok etkilemiştir.Hele ikinci Abdulhamitin Kurtlar ile Dansı kitabını okurken hüngür hüngür ağlamışımdır.Lakin sevgili hocamızın,gerek tv ekranlarındaki programları,gerekse konferanslarını yani hitabet gücünü zayıf bulmuşumdur.Bu yüzdendir ki,konuşmalarından daha çok yazılarını okumayı tercih ederim.

Yavuz Bahadıroğlu:Kendileri tarihcidir.Mustafa Armağan gibi uzmanlık alanı Osmanlı tarihidir.Bu alanda gerek roman,gerekse arastırma yazıları gayet önemlidir.Bu yazarımızın en önemli beceresi;olayları sıkmadan ve anlatılanların  akılda kalmasını sağlamak için yazılarını öykü ve roman tarzında vermiştir.Öyleki yazılarını okuduğunuz zaman sanki olayın içinde yaşıyormuş gibi bir hava alırsınız.Bu tarzı beğenenler olacaktır muhakkak;ama benim tarzım bu değil.Okumuş olduğum kitap bana artı değer sağlaması gerekir.Bu noktadan bakacak olursak yazınsal eserlerini zayıf buluyorum.

Mustafa armağanın aksine bu yazarımız konuşma alanında baya baya meziyetlidir.Hitabet alanında yetkin diyebilirim.Hiç sıkılmadan saatlerce konuşmalarını dinleyebilirim;yalnız aynı şeyleri yazınsal alanda söylemek çok güçtür benim için.

İlber Ortaylı:tarih alanında nam yapmış bir diğer yazarımız İlber Ortaylı.Sanat tarihçisidir.Bu sene,büyük hevesle alıp okudum;lakin hayal kırılğına uğradım.İlber hocanın muazzam bir kültür birikimi var,engin alt yapısı su götürmez.Tam bir kürsü konuşmacısı.Aynı şeyleri,vermiş olduğu yazılı eserlerde görmek güç.Kitapta konular birbirine girmiş durumda.Ne alaka durumu oldukça fazla.Bir konudan diğer konuya bodaslama girmeler aman Allahım.Tam bir faciya.Tüm eserlerini alıp okumaktan vazgeçtim diyebilirim.Okumaktan beni soğuttu resmen.Üzgünüm hocam,tvlerde göstermiş olduğunuz performansı eserlerineze yansıtamamışsınız.Bu yüzden aklımda hep soru işareti olarak kalacaksınız.

Aziz Nesin:Bu sene hayatıma giren ender yazarlardan birisidir kendileri.İyikide tanımışım kalbi güzel adam.Adam gibi adam.Kara mizahın ustası.Türkiyenin karaciğerinin fotoğrafımı çek deseler,Aziz Nesin kadar kimse iyi çekemezdi.Türkiyeyi tanımak isterseniz onun gözünden tanıyın derim.Tam bir halk adamı.Bizden biri.Altı kitabını okudum.Hepsine ayrı ayrı dersler çıkardım.Yeri geldi güldüm,yeri geldi bolca düşündüm.1960 yılında yaşanan gerçekler neyse,Türk kalkının kafa yapısı neyse,2016 yılında da odur.Değişen sadece tarihler.Kendisinin dediği üzere[Bizden adam olmaz].Roman,deneme,öykü türü asla ve asla okumam ;ama nedense Aziz Nesin bana farklı geldi.Sanırım çarpıcı gerçekleri çok seviyorum.

Soner Yalçın:2015 yılı benim açımdan tam bir muhalif yazarlar okuma yılı oldu desem yeridir.Soner yalçından da bunlardan biridir.Dünya görüşü her ne kadar bana uymasada yazdığı eserler beni can evimdem vurdu.Bu kadar isabetli atışlar yapabilmesi bende hayranlık uyyandırdı.Yazı dili,sonderece akıcı ve berrak.Konuları ise birbirinden özgün.Araştırma-inceleme alanında 9 eserini okuma fırsatını buldum.Farklı görüş sunması ve tahlilleri ve sentezleri fevkaladenin fevkinde.

Bundan böyle okumuş olduğum yazar ve eserlerinin teknik analizlerini yapacağım Allah kısmet ederse.




2016 yılı almayı tasarladığım yazarlar

Yazar By Tapusuz.seyyah on Cuma, Ocak 29, 2016 | 11:33

2016 yılı benim için hedefler yılı olarak aklımda kalacak. Yapacağım tüm eylemleri şuan planlamakla meşgulüm.Sıra geldi 2016 yılında alacağım kitaplar ve yazarlara.Alacağım kitaplar,sahafçılarda olmayan kitaplar olduğundan dolayı,internet benim can yeleğim olacak inşallah.Lafı uzatmadan yaptığım listeyi hemen yayınlamak istiyorum.

İlk olarak yazarlarımı yazmak istiyorum:
  1. Nevzat Tarhan
  2. Cemil Meriç
  3. Nurettin Topçu
  4. Mustafa Armağan
  5. Talha Uğurluel
  6. Cahit Zarifoğlu
  7. Ahmet Şimşirgil
  8. Tufan Gündüz
  9. Aziz Nesin
  10. Kadir Mısıroğlu
  11. Adem Güneş
  1. Semiha Ayverdi
  2. Sezai Karakoç
  3. Ahmet Davutoğlu
  4. Mehmet Ertem
  5. Mustafa Merter
  6. Irvın Yalom
  7. Alper Hasanoğlu
  8. A.Kadir Özer
  9. Erich Fran
  10. Nurettin Yıldız
  11. N.Fazıl Kısakürek


Şimdi sırada yazar ve kitaplarına geldi.2016 yılında mutlak suretle almayı düşündüğüm  kitaplar:

Nevzat Tarhan serisi:

Mutluluk Psikolojisi

Bilinçli aile olmak
Bağımlılık
Son sığınak aile
Değerler psikolojisi ve insan
Çağın vicdanı Bedüzaman
Aile okulu
Akıldan kalbe yolculuk
Pozitif Psikoloji
Evlilik Psikolojisi
Toplum Psikolojisi
Bilinçli genç olmak
Asimetrik savaş
Psikololik  savaş
İnaç Psikoloji

Cemil Meriç Serisi:

Işık doğudan gelir
Mağradakiler
Umrandan Uğarlığa
Bir dünyanın eşiğinde
Jurnal 1-2
Kırk Ambar 1-2
Sosyoloji notları ve konferanslar
Kültürden irfana
Saint Simon ilk sosyolog

Nurettin Topçu Serisi:

Türkiyenin Marif Davası

Kültür ve Medeniyet
Yarinki Türkiye
Ahlak Nizamı
İradenin Davası
Bergson
Büyük Fetih
Taşralı
İslam Ve insan
Türkiyede liberal muhafazarkarlık ve N.Topçu
Amerikan Mektupları
İrade Hareket İsyan ve N.Topçunun entelektüel biyoğrofisi
Mehmet Akif
Reha
Türk Sosyolozimi ve N.Topçu
Başkaldırı ve uyum
Anadoludan hatıralarla N.Topçu
Nurettin Topçu okumaları
Sosyoloji
Mantık
Millet mistikleri
Anadolu Sosyolizimine bir katkı
Cematçi Milliyetçilik ve Nurettin Topçu
Nurettin Topçu din felsefesi
Nurettin Topçu ve bugünki Türkiye


Amacım şu zaman aralığında bu üç büyük yazarın setini en kısa zamandan tamamlamak Allahın iziniyle.Sonra yukarıda yazdığım yazarların,eserlerini tamamlamak adına yoğun bir uğraşıya gireceğim biznillah.

2016 yılı kitap listem

Yazar By Tapusuz.seyyah on Salı, Ocak 26, 2016 | 00:05

Bugün hiç üşenmeden elime kağıdı kalemi aldım ve kütüphanemdeki okunmayı bekleyen kitapların listesini çıkardım.Baya baya kitap almışım.Tamı tamına 2016 yılı için okunmayı bekleyen 91 kitap var.Buradan şu sonuca varabilirim:Ben bir kitap bağımlısıyım.Çünkü kitap almadan duramıyorum.Her ay maşımı alır almaz soluğu sahafcımda alıyorum.Son dönemlerde 100 tl altında alış-veriş yapmıyorum.Son iki alış-verişimde 15’er kitaplar halinde iki set almışım.Sonuçta bunları alıp istifticilik yapmıyorum;bilakis geleceğime yatırım yapıyorum.İhtiyacımın dışında fuzuli yere hiçbir şekilde alış-veriş yapmadım.
Son bir senedir yoğun olarak sahafcılardan alış-veriş yapmaktayım.Çok ama çok hesaplı oluyorlar.Kitap fuarında aldıklarımı saymazsam tamamı sıfıra yakın ikinci el kitaplardan oluşmakta.Bir şey daha dikkatimi çekti:örneğin bir yazarın,kitabı alıp okumuş isem ve dahi beğenmişsem o,yazarın tüm kitaplarına sahip olma gibi bir çabaya giriyorum.Seri tamamlama çılgınlığı baş göstermiş durumda.

2016 yılında beni bekleyen çok ama çok önemli bir kpss sınavı var.Bu sınavda mutlak suretle Allahın inayeti ve izniyle devlet memuru olmak istiyorum.Bu mağazacılık sektöründen artık kurtulmak istiyorum.Kendime,eşime ve çocuğuma gereken zamanı ayırmak ve bolca kitap okumak istiyorum.Dualarım kabul olur insallah.

Ayrıca bu sene (2016) psikoloji ve felsefe yılı ilan ediyorum.Kendimi bu alandan yetkin bir duruma getirene kadar cabalayacağım.Allahın izniyle.Bu konuda 2 psikoloji seti şimdiden hazır,felsefeye ise başlangıç yaptık sayılır.


    Uğur Mumcu/Aybar İle Söyleşi1.    Uğur Mumcu/Tüfek İcad Oldu
2.    Uğur Mumcu/Söz Meclisten İçri
3.    Üstün Dökmen/İletişim çatışmaları ve empati
4.    Uğur Mumcu/Papa mafya Ağca
5.    Doğan CücelOğlu/Gerçek Özgürlük
6.    Bülent Akyürek/Öğlen namazına nasıl kalkılır?
7.    Cemil Meriç/Bu ülke
8.    Canan Tan/En son yürekler ölür
9.    Elif Şafak/Aşk
10. Can Dündar/Uzaklar
11. İskender Pala/Od
12. Kadir Mısıroğlu/Moskof Mezalimi
13. Kadir Mısıroğlu/Sultan 2.Abdulhamithan
14. Nazan Bekiroğlu/Sonsuzluk hecesi la
15. Hüseyin Orhanoğlu/Hatip ile katipt
16. Mustafa Necati Bursalı/Hz.Aişe
17. Nazan Bekiroğlu/Mavi lale
18. Talha Uğurluel/Kanunin Akıl Oyunları
19. İlber Ortaylı/Osmanlıyı yeniden kesfetmek
20. Nezvat Tarhan/Duyguların dili
21. Nezvat Tarhan/Mesnevi terapi
22. Nevzat Tarhan/Aşk Terapi
23. Nevzat Tarhan/Yunus Terapi
24. Nevzat Tarhan/Kadın Psikolojisi
25. Tumiçin Fındık/Zafer ve mutluluğa giden yol
26. Mehmet Yıldız/Aşk neden can yakar
27. Cemil Meriç/Bir faicanın hikayesi
28. Dr.Abdulvahit İmamoğlu/İman ve aksiyon adamı mehmeh akif
29. Soner Yalçın/Efendi 1
30. Soner Yalçın/Efendi 2
31. Cengiz Özakıncı/Derin Yahudi
32. Cengiz Özakıncı/Türkiyenin Siyasi İntiharı
33. Ahmet Şimşirgil/Kayı 1 2 3 4 5 6
34. Dr.David Harold Fink/Gerginlikten ve öfkeden çıkış yolları
35. Sigmund Freud/Rüyaların Yorumu 1 2
36. Carl Gustav Jung/Keşfedilmemiş Benlik
37. Carl Gustav Jung/Dört Arketip
38. Alferd Adler/Çocukta yaşamsal sorunlar
39. Alfred Adler/İnsan tabiyatını tanıma
40. Gustave Le Bon/Kitleler Psikolojisi
41. Sıgmund Freud/Psikianaliz Üzerine
42. Sıgmund Freud/Cinsellik üzerine
43. Sıgmund Freud/Bir yanılmasın geleceği
44. Sıgmund Freud/Totem ve tabu
45. Mehmet Ertem/Yaşamın Psikososyal yönetimi
46. Robert Matteson/Napolyon
47. Sıgmund Freud/
48. Dr.M.Scott Peck/Az seçilen yol
49. Thomas Man/Alacakaranlık
50. Nietzsche/Ahlakın soy kütüğü üzerine
51. Arthur Schopenhaver/Aşın Metafiziği
52. Aristoles/Atinalıların Devleti
53. Mustafa Balbay/Silivri toplama kampı
54. Hanefi Avcı/Cematin İflası
55. Franz Mehring/Karl Marks yaşamı 1 2
56. Ergün Poyraz/Takunyalı Führer
57. Soner Yalçın/Samizdat
58. Georges Politzer/Felsefenin Başlangıç ilkeleri
59. Georges Politzer/Felsefenin temel ilkeleri
60. Sibel Arslan/Çöl deniz
61. Alev Alatlı/Beyaz Türkler küstüler
62. Mehtap Kayaoğlu/Huyu suyu güzel çocuk
63. Adem Güneş/Kişilik ve karakter gelişiminde çocukluk sırrı
64. Adem Güneş/Çocuk neyi neden yapar?
65. İlber Ortaylı/Tarihimiz ve biz
66. Abdullaziz Yılmaz/Entella
67. Abdulaziz Yılmaz/Sobe
68. Adem Güneş/0-6 yaş dönemi çocuk eğitiminde 100 temel kural
69. Aziz Nesin/Yaşar ne yaşar ne yaşamaz
70. N.Fazıl Kısakürek/Müdafalarım
71. N.Fazıl Kısakürek/Son devrim din mazlumları
72. N.Fazıl Kısakürek/Türkiye Manzaraları
73. N.Fazıl Kısakürek/Dünya bir inkalap bekliyor
74. N.Fazıl Kısakürek/Sabır Taşı
75. Kaşif Kozanoğlu/Mezara götürdüğü sırlar
76. Nurettin Topçu/Felsefe
77. Nurettin Topçu/Var olmak
78. Nurettin Topçu/Ahlak
79. Nurettin Topçu/Psikoloji
80. Nurettin Topçu/İsyan Ahlakı


1
 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. Tapusuz seyyah:Gezdiklerim,okuduklarım - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger