Osmanlı
Tarihini Yeniden Yazmak [Mustafa Armağan]
Kitabın Adı:Osmanlı
Tarihini Yeniden Yazmak
Yazar:Mustafa Armağan
Sayfa sayısı:326
Yayın Evi:Timaş
Değerlendirmem:Benim
açımdan tam bir hayal kırıklığı.[% 36] Vasat
NEDEN BU KİTAP?
Tam
bir Osmanlı fanatiği olarak;aynı zamanda Mustafa Armağan hayranı olaraktan bu
kitabın okunması elzemidi.Mustafa Armağan,yazı dizisinin tüm serilerini
okumuştum.E bu kitabında kütüphanemde olması kadar doğal bir şey yoktur.
KONUSU:
Kitap,Osmanlı
Tarihinde hemen hemen otorite kabul edilen tarihçilerin katkıları ile
hazırlanmış olup;Gerileme paradiğmasının sonunu anlatılmakta.
Kitap Analizim
Gelelim
kitabın teknik analizine.Yukarıda belirttiğim üzere kitabı, Osmanlı Tarihinde
üzerinde istisas yapmış araştırmacı, tarih ve yazarlardan oluşan dinamik bir
kadro hazırlanmış.Bunlar kimlerdir hemen
onuları paylaşayım:Başta Halil İnalcık-Kemal Karpat-Cemal Kafadar-İlber
Ortaylı-Mehmet Genç-Bernard Lewis-Donald Quataert-Linda
Darling-Jane
Hathaway-Douglas A.Howard-Rhoads Murphey-Uğur Tanyeli-Jonathan Grant-Cornell
H.Fleischer.‘’Osmanlı tarihi’’ denilince hafızamıza düşen tablo aşağı yukarı şudur:Söğüt’te başlayıp Bursa’da kıvam kazanan kuruluş döneminde Osmanlı,İstanbulun fethiyle yükselişe geçmiş ve bu süreç,zirvesine ulaştığı Kanuni devrine kadar sürmüştür.Ancak bu altın çağ,Kanuninin 1566 daki ölümüyle sona ermiş ve duraklama dönemi başlamış,2.Viyana yenilgisi ise gerilemeyi belirgin hale getirmiştir.Bunu 18.yy çöküş,19.yy parçalanma ve nihayet 1922 deki yıkılış izlemiştir.
Bu aşinası olduğumuz tabloda dikkat çeken nokta,Kanunin ölümüne kadar geçen yaklaşık 250 yılı olumlu,ondan sonraki 350 yılı ise olumsuz olarak resmetmesidir.
İşte tam bu noktada yukarıda tek tek yazdığım dinamik kadro bu olaya bir dur demesini bilmişler.Geç oldu ama güç olmadı.Yıllardır tarihi bize bu şekilde anlattılar.Halbuki Mustafa Armağanın dediği üzere ‘’Tarih bir nevi şaşırmaktır’’ aynen öle.
Kitabı
okurken kanım dondu resmen.Yıllardır yalan yanlış bilgileri nasıl
yutturduklarına bir bir şahit oldum.Üst akıldan birisi çıkıp, Türkleri savaş
meydanında yenemeyeceklerini er ya da geç anlamış olmalı ki,devreye daha
sinsice bir planı sokmaya karar veriyor.Nedir o plan?
Dil-Din
ve Tarih üçlemesini devre dışı bırakarak.Bunları kısaca değinmekte fayda
var.
İlk olarak dilimizi değiştirdiler.Bahaneleri nedir?Halkımız okuma yazma
seviyesi çok düşük bunu çağdaş muhasır seviyesine çıkaracağız dediler.700
senedir 3 kıtada hüküm süren,dünya üzerinde gelmiş geçmiş en büyük 3
İmparatorluktan biri olan Osmanlının dilini değiştir ve bununla yetinme Türk
Tarih Kurumunu kur ve aynı zamanda bununlada kalma Türkçedeki ne kadar
Arapça-Farsça ve binumum ne kadar kelime varsa temizle.Amaç nedir?Türkçeyi daha
arı ve saf dilene getirmek.
Kazanımlarımıza
bakalım ne oldu? Sadece bir günde yapılan harf devrimi sayesinde Osmanlı
tebasında yetişmiş ne kadar alim ve ulema varsa bilgileri ilk okul seviyesine
inmiştir.Yetişmiş akıllar bir günde bertaraf edilmiştir.Bugüne kadar yazılmış
dünyaca değerli bilgi ve belge okumaz hale gelmiştir.Bunlar keşke arşivin tozlu
raflarda kalsa onada eyvallah diyecem;ama onuda yapmadılar.Osmanlıya ait ne
kadar belge,doküman varsa Bulgaristana kilo kilo sattılar.
Şimdi
günümüze bir göz atalım.Hani meşur dil devrimi maksadı gayesine ulaştımı
pekı?Evet evet ulaştı.Okuma konusunda dünyada sonucuyuz.100 kişiden bir yada ikisi
kitap okumuştur o da romandır.
Gelelim
din konusuna:Sözde din ve devlet işlerini daha iyi bir yapıya kavuşturmak adına
Laiklik getirelim dediler.Bize öğretilen Laiklik neydi peki?Din ve devlet işlerinin
birbirinden ayrılması değil miydi?Evet aynen öle de,neden tekke ve zaviyeler ve
de türbeler kapatıldı?Neden Ezanı Muhammediye Türkçeleştirildi?Neden Kuranı
keremi yasakladılar?Camilerde Arapça kuran okumak neden yasaklandı?Camiler
neden ağır niyetine kullanıldı yada yıkılıp yerine anıtlar dikildi.Doğu da
binlerce yetişmiş din alimini neden kökü
kazındı?Benimkide soru işte…Bunların hepi topu maksadı gayeleri,dini bu ülke
topraklarından silmek.Dinsiz bir millet yetiştirmekidi.Amaçlarına ulaştılar mı?
Sizce?
Gelelim
Tarih konusuna:Asıl mevzumuz.Dil gitti,din gitti geriye kalan tek ve en önemli
olan kale Tarih kaldı.Nasıl eder ne yaparız da bu Osmanlı tarihini ya sileriz
yada gelecek nesillere öğle bir anlatalım ki,içlerinden kimse çıkıp da bunlar
benim atam diyemesin.Öğle bir tablo çizelim ki olur ya hatırlarına gelirseler
onlardan nefret ettirelim yetmedi onlara küfür ettirelim.Nasıl mı olacak tüm
bunlar?Yukarıdaki Kuruluş-yükselme-duraklama-gerileme-dağılma ve parçalanma tablosunu
anlatarak.Tarihin içini yalan yanlış bilgiler ile dolduralarak insanların
fikirlerine,düşüncelerine bir nevi deli gömleği giydirdiler.Kalp-ruh ve beyin
üçlemesini dağıtıp şuursuz birer asalak haline getirdiler.
Yukarıdaki
saydığımız birinde değerli tarihçilerimiz bu tabloya top yekün karşı
çıkmakta ve bu tablonun Osmanlının anlaşılmasında zorluklar çıkardığını hem
fikir olmuşlar.Böyle bir dönemlendirmenin
sakıncalarını vurgulamaktalar.
Kitabın
dilene gelecek olursak;Kitap tam bir tarih diliyle yazılmış.Nasıl yazılmasın
ki,yazarların hemen hepsi prof.Bu bakımdan okurken bir hayli
zorlandım,sıkıldım.Öyleki kitabı 2014 yılında alıp 2015 ilk ayında
bitirdim.Kitaba notum vasat dedim;ama bu vasatlık dilinden kaynaklanıyor yoksa
içerdiği bilgilerden değil.
Burda
yapılması gereken şey kendimi yeniden revize edip geliştirmek olmalı ki,okunan
değerli bilgileri daha iyi anlayabilmeli.Yazarların diline bahane
bulunmamlalı.Günlük hayatta 150 kelime konuşursan yazılanları anlayamaz ve
yorumlayamazsın.Ondan sonra sıkılır ve kitap sana zülüm olur.
Haşiye:Bu benim ilk kitap analizimdi.Ne demiştik:52 haftaya 52 kitap.İlk hafta geçmesine rağmen kitap analizimi henüz yapabildi.Bunda en önemli etken biraz erteleme,biraz iyi yazamama çekingenliği ve birazda canavar gibi bir oğula(maşallah) sahip olmam.Onunla ilgilenmem tüm vaktimi yeterince almakta.
Yorum Gönder