Son Mesajlar
05:26
Şermin Çarkacı/Oyuncu Anne Kitap Analizi
Yazar By Tapusuz.seyyah on Cuma, Nisan 07, 2017 | 05:26
Sayfa Sayısı:160
ISBN:9786055286804
Yayın
Evi:Elma Yayınevi
Kitabın Türü:Kadın-Erkek-Çocuk-,İnsan ve Toplum
Degerlendirmem:% 100gerçekten mükemmel bir eser.
Benim
Ruh Halim: Bu kitabı okurken inanilmaz keyif aldım
diyebilirim.Tıpkı delice.
Neden
Bu Kitap?:Her şeyden önce ben bir babayım.Daha
çok okumam gerekiyor.Yıllar sonra Ömer Bera büyümüş ve ‘baba sen çok cahil
kalmışsın’ demesi benim fena halde zoruma gider.Bu durumlara maruz kalmak
istemediğimden ve dahi çocuk yetiştirme alanında kendimi geliştirmek
istediğimden dolayı bu kitabı okumayı elzem gördüm.
Konusu: (Arka Kapaktan)
Ah
be annesi, Çocuğunu al spora götür, oradan çık baleye git, oradan çık tenise,
dönüşte oyuncakçıya uğra, alabildiğini al, çeşit çeşit oyun gruplarına üye ol,
odasına pahalı oyuncakları yığ, eve gelince aç televizyonu sen de elinde cep
telefonun yanında otur. Aaaa noldu, o kadar koşturdun ama çocuğun yine mi
mutsuz? Ev işleri, hayat telaşı, o kurs bu kurs derken büyüyüverdi çocuklar
değil mi? Gel, gerçek nitelikli zamanın peşinde ol ve onunla oyna. Yeterince
yaratıcı değilim ve ne yapacağımı bilmiyorum diyorsan, senin için yüzlerce oyun
fikri paylaştım. Hepsi çok kolay, çok eğlenceli ve verimli. Hepsi üç çocukla
bizzat denendi. Hadi sıva kollarını, birlikte mutlu çocuklar büyüteceğiz...
Eğer siz de Şermin Çarkacı gibi düşünüyorsanız yani çocuğunuzla güzel ve
verimli zaman geçirmenin tek yolunun şu yukarıda sayılanlar olmadığına
inanıyorsanız, işte bu kitap tam size göre… Buza saklanmış penguenleri,
bulgurdan yapılmış çölleri ve mavi çarşaftan denizleri çocuğunuzla paylaşmak
istiyorsanız Oyuncu Anne ile tanışmanın tam zamanı… Oyuncu Anne kitabının
gelirleri Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’na bağışlanmaktadır.
Kitap Analizim:
Bu kitabın beni en çok etkileyen yönü;samimi olması.Bundan daha
önemlisi,dilinin halk dili olması.Nedir halk dili olması?Senin, benim gibi
günlük hayatta nasıl konuşuyorsak öyle sade,akıcı,yalın bir dili var
kitabın.Uygulamış olduğu metotlar günlük hayatımızda rahatlıkla
kullanabileceğimiz türden.
Ben bir kitapda en çok dikkat ettiğim nokta;uygulanabilirlik!Rahatlıkla
söyleyebilirim ki,kitap bol bol eylem içeriyor.Duygu yoğunlu fazlasıyla
hissediliyor kitapta.3.aşama duygu seviyesi kullanılmış.Kendimden çok şey
buldum bu eserde.Resmen çocukluğuma geri döndüm diyebilirim.Sıradışı bir
annenin 3 çocukla hayat mücadelesi anlatılmakta.Çocuk yetiştirmek elbette
önemli,ama nasıl?Annemizden,babamızdan öğrendiğimiz geneleksel metotlar ile mi?Çocuğun dünyasını
anlamadan,hissetmeden,kavramadan uygulanan davranış modelleri ile mi çocuk
yetiştireceğiz?Sağlıksız,baskıcı,kalıplayan korku kültürü ile mi büyüteceğiz
çocuklarımızı?Hangi anne-baba çocuklarına kötülük yapmak isterki?İstemez
ise,yapılacak en etkili yöntem okumak.Okuyacağız,blinçleneceğiz,farkında
olacağız neyi,nasıl yapılacağını bileceğiz.
Yaptığım araştırmalar sonucunda,toplumuz
sağlık bireyler yetiştirmek adına elinden gelenin en üst seviyesini
zorluyor.Okumayan,sorgulamayan,düşünmeyen ve bireye kendisi olduğu için değer
vermeyen bir toplumda kişi sizce sağlıklı kalabilir mi?Elbette
kalmaz,kalamadığı gibi yaşaması bile bir mucize bence.
Asıl terör bence evimizde.Çocuklara yapılan
davranışlar belki fiziksel değil ama duygusal ve psikolojik şiddet haddinden
fazla.Çocuğu etken değil de nasıl edilgen(pasif)yani kendime bağımlı hale
getirebilirimin mücadelesini veriyoruz.Yapma-etme,onu alma,bunu
kurcalama,kırma,dökme,koşma,terleme...
Ve en önemlisi çocuğun hayallerini elinden
nasıl alınır ona bir güzel öğretiyoruz.Öğrettiğimiz yetmiyor,hayatının bir
parçası haline almasını sağlıyoruz hemde büyük bir gururla.Sonra bunun adına
ben çocuk yetiştirdim deniliyor.
Çocuk
koşacak,zıplayacak,kirlenecek,düşecek,yaralanacak,deneyecek,soru soracak.Bu
çocuğun doğasında olan şeyler.Bunu nasıl birer birer yok ediyoruz?Yok ederken
bile farkına varmıyoruz;çünkü okumuyoruz.Çünkü biz çok bilen ama iş uygulamaya
gelince yapmayan bir toplumuz.
Değerli yazarımız,geneleksel yönetemlerin işe
yaramadığını görüp,sıra dışı metotlar uygulamış.Sıradışı değime
bakmayın,aslında işin doğasında olan şeyleri uyguluyor.Hemde delicesine.
Bu Kitaptan Neler
Öğrendim?
Bu kitap bana nasıl hayal kurmam gerektiğini
öğretti.Daha doğrusu,çocukların hayal dünyasını başlarına yıkmamayı
öğretti.Farkındalık geliştirme açısından çok faydalı görüyorum kitabı.Asıl
mesele çocukları edilgen çocuk yapmak değil,aksine hayatın her evresinde ‘etken’
bir çocuk yapabilmek.Biz büyükler olarak çocuklarımıza yapma-etme demek
yerine,onları deneysel alanlar ile buluşturmayı kendimize birer görev
bilmeliyiz.İnsan deneyerek keşfeder.O yüzden ne yapıyoruz?Onların
kırmasına,parçalamasına ve dahi en önemlisi soru sormalarına izin
veriyoruz.Sordukları sorulara yalan
atmadan,makul,mantıklı,doğru cevaplar veriyoruz.Çünkü sorulara verilen her
cevap onun birer kaderi haline gelecektir.Geleceğini sizin verdiğiniz cevaplar şekillendirecek.Yasaklar ile
büyütülmüş bir çocuğa kesinle hayır diyorum.Özgür ortamda kendini
gerçekleştiren bir çocuğa kesinlikle evet diyorum.
Yazarın gözünden tavsiyeler:
Her şeyden önce bu kitabı
kimler okumamalı?Yasakcı zihniyete sahip olan anne-babalar,kendi egemenlikleri
tehlikeye girecek endişisesi taşıyanlar,kendine bağımlı bir çocuk yetiştirmeyi
planyalanlar,soru sorulamasından nefret edenler,yapma-etme anlayışına sahip
olanlar,temizlik hastası olanlar,kendini hayatın her alanında geliştiremeyen
yerinde sayanlar,değişimin ve gelişimin karışında olanlar,özgür düşünme
yetisini kaybedenler,okumayan,sorgulamayan zonta takımı bu kitabı kesinlikle
okumasın;çünkü yüksek dozda delilik içeriyor kitap.
Yukarıda yazdıklarımı
kapsamayan anene-babalar çok şanslılar;çünkü bu kitap kendini ‘deli’ hisseden
herkes okusun ve okutsun.Benim bir hayalim var diyen herkes okusun ve dahi
okutsun.
Şermin Çarkacı'ın Biyografisi
1982’de Berlin’de doğdum. Şans eseri başlayan bu Avrupai yaşam, bir yıl sonra sona erdi ve kendimi Anadolu’nun küçük bir köyünde buldum. Epey bir süre izledim, dinledim, şaşırdım ve yaşadım. Oralarda fazla konuşmak ayıp, uydurmak yalana eş değer, yaratıcılık ise tuhaflık sayıldığından ben de hikayelerimi anlatmayı kesip yazmaya başladım. Yazmak sürükleyiciydi, bir Edebiyat Fakültesinin Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne kadar sürüklendim. Tahsili ilerletip yüksek lisansımı tamamladım ve para kazanabilmek gayesiyle dolanırken kendimi bir reklam ajansında reklam yazarı olarak buldum. Yaratıcılık, sabır ve uydurabilme yeteneği gerektiren bu meslekte iyi sıkıyor olmalıydım ki, işler ilerledi. Şimdilerde kerli ferli bir reklam ajansının yaratıcı grup başkanlığını yürütmekteyim. Yaratıcılığı farklı anlamış olmalıyım, iki yıl içerisinde 3 çocuk dünyaya getirerek, profesyonel bir anne oldum. Yazdığım ama basiretsizliğim yüzünden yayınlatmadığım bir çuval hikayeyi dolaba kaldırıp çocuklarla yaşadıklarımı yazmaya başladım. Esasen annelik dediğin şey zaman zaman bir çeşit bilim kurgudan, kurmacadan, zaman zaman hoş bir hikayeden öte bir şey değildi. 33 yaşında 3 çocuk annesi bir iş kadınıydım. Ve nasılsa yazdığım bir kitabı nihayete erdirebildim. ‘Başlarım Şimdi Anneliğe!’ yazarın ilk kitabıdır.
Etiketler:
KİTAPLİK
07:01
Nisan Ayı Okuma Planı
Yazar By Tapusuz.seyyah on Pazartesi, Nisan 03, 2017 | 07:01
Yaptığım gözlemler
sonucunda geçen mart ayında bir dizi eylemler
gerçekleşirken,kitap bitirme hızım baya
baya düşüşe geçti.Bu bakımdan zinciri kırma eylemini hayatımın her alanında
uygulama karar verdim.Beni tanımlayan iki önemli kelimelerden biri Plan,diğeri
disiplindir.Her ne kadar içimdeki çocuk bunları sevsede bunları hayatımda ne
yazık ki uygulayamadım.Bir farkla,hayatıma zinciri kırma eylem modeli,
girdiğinden bu yana planlama ve disiplin kelimeleri daha bir anlam kazanmaya
başladı.Bu bağlamda kendime bir plan hazırladım.
Nisan ayın süresince
kendime 4 kitap bitirme hedefi koydum.Bunların her biri düzenli bir sekilde
okunacak ve dahi bloga yazılacak.Ayın 8’ninden sonra ise,ilk video çekimlerime
başlayacağım (allah kısmet ederse)
Okuma eylemini daha
zevkli hale sokmak adına,bir roman veya öykü bir psikoloji kitabı okumayı
planlıyorum.Böylece okuma monotonluğunu aşmış olacağım.
3-9
Nisan
ayı Stefan Zweigler/Mürebbiye
10-16
Nisan ayı Adem Güneş/Annelik Sanatı
17-23
Nisan ayı Aziz Nesin/Biz Adam
Olmayız
24-30
Nisan ayı Doğan Cüceloğlu/İletişim
Donanımları
Aynı zamanda ileryen
günlerde bitirmiş olduğum Şermin Çaracı/Oyuncu Anne ve Doğan Cüceloğlunun
/İçimizdeki Çocuk adlı eserlerini(allah kısmet ederse)bloguma analizlerimi
yazacağım.
Keyifle kalın
Onur Kahraman
Etiketler:
KİTAPLİK