"Aydın olmɑk için önce insɑn olmɑk lâzim. İnsɑn mukɑddesi olɑndır. İnsɑn hırlɑşmɑz, konuşur, mɑruz kɑlmɑz, seçer . Aydın kendi kɑfɑsıylɑ düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını yɑpɑn; ‘uyɑnık bir şuur, tetikte bir dikkɑt ve hɑkikɑtin bütününü kucɑklɑmɑyɑ çɑlışɑn bir tecessus.." Cemil Meriç
Son Mesajlar

Doğum Günü hediyesi

Yazar By Tapusuz.seyyah on Cuma, Kasım 03, 2017 | 10:56

Değlerli okuyucularım merhabalar,

02.10.1983 tarihinde dünyaya gelmişim.Şaun itibari ile 34 yaşına basmış bulunmaktayım.Bu bağlamda ilk bir doğum günü kutlaması yapmak istemedim.Eşime dedim ki:

-Doğum günümde bana verilebilecek en güzel şey:kitaptır.Doğum günü kutlamasını istemedim ve sevgili eşim Hatice Sultan bana,Talha Uğurluelin/Selçuklu’nun Şifreleri kitabını hediye olarak almış.


Tabi ki de,Ömer Bera’yı da unutmamış.Onada 2 güzel hikaye kitabı almış.Bu güne kadar kutlamış olduğum en güzel doğum günü idi.

Yeni İsim Ve Logo Çalışması

Yazar By Tapusuz.seyyah on Pazartesi, Ekim 23, 2017 | 18:32

Değerli okurlarım,

Çok uzun zamandır değişik bloglarda ve sitelerde yazıyorum.Değerli Atamız olan Nihal Atsız gibi benimde dilim sivridir.Bu bakımdan bir çok siteden atılmışlığım vardır.Ve hatta siteye girmesin diye engellenmişimdir.Ben bir özgürlük savaşcısıyım.Bugüne kadar kimseye boyun eğmedim ve eğmeyeceğimde.Yazılarımdaki anlatım tarzını seviyorum.Sade ve derin.Basitlikten yanayım.Ben türlü türlü edebivari kelimeler ile derdimi anlatamam.Söyleceklerimi net bir şekilde ifade etmeyi yeğliyorum.

En sonunda kendime bir blog sitesi kurmayı hedefledim ve başardım.Kimseye hesap vermeden özgürce yazılarımı yazıyorum.Bunun yanında hep içime dert olan bir şey vardı.Blogumun ismi ne olacaktı?Bir çok kez isim değişikliğine gittim.Ama bir türlü istediğim ismi bulmuş değildim.Özgün bir isim bulmalıydım.Yıllarca hep başkalarının kullanmış oldukları takma isimleri kullandım.Taki Okuyan Bisikletçiyi bulana kadar.Bu isim tam beni anlatıyor diyebilirim.Nasıl anlatmasın ki,hem okumayı seviyorum,hemde bisiklete binmeyi.Allahıma binlerce şükürler olsun artık okuyan bisikletçi adı altında yazılarımı çocuğuma miras bırakmayı düşünüyorum.

Bu bağlamda,çok istediğim bir olayı daha gerçekleştirdim.Kendimi ifade eden bir logo çalışması yaptırmak vardı hedefimde.Allah, onu da yapacak kişiyi karşıma çıkardı.Ve bir değil tam iki logo çalışması birden yaptık.İlkini kendim için yaptım sonraki logom da ise oğlum Ömer Beraya yer verdim.Sonraki aşamada Hatuna yer vermeyi düşünüyorum.


Logo çalışmalarımı yapan büyük ustaya (osman büyükmutlu)ya  teşekkürlerimi sunarım.Eline ve emeğine sağlık.



Herkese bol okumalar diliyorum/Okuyan Bisikletçi

Okuyan Bisikletci/Eylül Ayı Okumlarım

Değerli okurlarım,Okuyan bisikletci olarak Eylül ayında toplam 6 kitap bitirdim.Biliyorsunuz Eylül ayını Tarih okumaları ilan etmiştik.Bu bağlamda 5 tarih,ve birde otobiyografi olmak üzere 6 kitap bitirdim.

Bu kitaplardan en çok beğendim yazar ve kitabı:Talha Uğurluel/Kanun'in Akıl Oyunları ve Bir Deha’nın İzleri(2.Abdulhamit Han)idi.

En sevmediğim kitap ise;Vaktiyle Bir Atsız Varmış oldu.Tamamen yayın evi kaynaklı ve yazım,imla hataları ve sayfa tekrarları olması nedeniyle kitap tam bir felaket idi.

Bunun dışında okuyup da anlayamadığım tek kitap ise;Halil İnalcık/Osmanlılar ve Haçlılar.Yalana gerek yok,okudum ama ne anlattığını anlamadım.Benim açımdan garip bir vaka olarak kaldı.


Eylül ayında neler okumuşum hep birlikte bir göz atalım:







Herkese bol kitap okumaları diliyorum.

Esen kalın Okuyan Bisikletçi

Ağustos Ayında Okuduklarım.8 kitap

Yazar By Tapusuz.seyyah on Perşembe, Ekim 12, 2017 | 11:25

Herkese Okuyan Bisikletçiden merhabalar,

Uzun zaman oldu yazmayalı.Yazmayı gerçekten özlemişim.Bu süre boyunca okuyan bisikletçi olarak ne yaptım?

İlk olarak okuma alışkanlığımı yeniden kazanmak adına;bir dizi önlemler aldım.Sürekli belirli periyotlar dahilinde okudum.Bunun sonucunda Ağustos ayında toplam  8 kitap bitirmişim.Normalde her ay kendime 4 kitap bitirme hedefi koymuştum,daha fazlası olursa benim için bu bonus olacaktı.Nitekim de +4 bonus oldu.Ağustos ayı benim açımdan çok verimli geçti diyebilirim.

Bunun yanı sıra bisiklet aktivitelerime yoğunlaştım.Arkadaşım İbrahimle birlikte Mersinin yaylalarına çıkma eylemimiz oldu.Benim açımdan çok başarılı geçti.Bu macerelarımın devamını kısa zamanda bloguma yazmayı düşünüyorum insallah.

Bir diğer etkinliğim ise;kamp ve cadır hayatı.Hayalimde her zaman var olan bir eylemdi.Bunu gerçekleştirdiğim için çok ama çok mutluyum.Hayelde kalmadığına seviniyorum.
İnstagram da kendime göre bir çevre edindim.Paylaşımlarım özellikle facebook ve instagram çevresinde çok ses getirdi.Bunun devamı gelecek insallah.

Bununca sene yazarım blogumda,ilk defa kendime özgü bir isim buldum ve kullanıyorum.Okuyan Bisikletçi.Tüm hesaplarımı bunda böyle bu isim üzerinden yöneteceğim.Bu bağlamda ilk önemli adım olan sitenin ismi ve logosu değişti.Gerçekten içime sindi.

Bir diğer önemli gelişme ise;youtube kanalı açmam oldu.Artık okuyan bisikletçi olarak youtube kanalındayım.Video çekmek inalımaz zevkli bir o kadar da zormuş.Okumak ve yazmaktan kat ve kat zevkli bir eylem.Hedeflerimi bir bir gerçekleştiriyor olmak bana büyük mutluluk veriyor.


Şimdi gelelim Ağustos ayında neler okumuşum bir bakalım.









Agustos Ayı Kitap Bitirme Planım

Yazar By Tapusuz.seyyah on Çarşamba, Ağustos 02, 2017 | 11:48

Herkese merhabalar,

Şunu çok net anladım ki,zihinsel faaliyetleri biran için boş bırakmaya gelmiyor.Koca bir temmuz ayını sadece 1 kitap okuyarak geçirdim.Geçmiş yazılarımı şöyle bir gözden geçirdiğimde;hep gelecek zaman eki olan-cek,cak kullanımışım.Sonuç olarak ortada bir faaliyet yok.Bu tür olumsuz olayları ortadan kaldırmak adına hemen kitap bitirme planı hazırladım.Böylece hangi kitabı,hangi zaman aralığında bitirmişim onu görme şansım olacak.Hedefim,iş,eş ve çocuk olaylarınıda hesaba katacak olursam her haftada bir kitap bitirmek olacak insallah.Ortalama okuncak kitap sayfalarınıda hesaplayacağım.O hesaplanan sayfalar okunmadan asla ertesi güne geçilmeyecek.

1-İlk olarak ayın 27’de başlamış olduğum kitabım olan
Hayvanlardan Tanrılara(SAPIENS) bitirme zamanı henüz belli değil.En kısa zamanda 
bitirmeyi hedefliyorum.



















2-Başarıya Götüren Aile/Doğan Cüceloğlu



















3*Öfke Kontrolü/Mehtap Kayaoğlu




















4-Bir Kadın Bir Ses/Doğan Cüceloğlu




















Şimdilik bunlara herhangi bir tarih aralığı vermedim.Bu bağlamda her hafta kitapların bitimi ardından bir tanıtım videosu ve bir de tanıtım yazısı ekleme şansım olacak.

Esen Kalın

Onur Kahraman/Dogadaki.bisikletli

Temmuz Ayı Eylem Planım

Yazar By Tapusuz.seyyah on Çarşamba, Temmuz 12, 2017 | 11:22

Herkese merhabalar,

Haziran ayını geride bıraktık ve bir durum değerlendirmesi söz konusu.Gel gelelim koca bir ayı hiçbir şey yapmadan geçirdim.Bu konuda kendime gerçekten inanamıyorum.İlk olarak,zinciri kırma eylemine son verdim.Sonra okumaya ara verdim.Arkasından yazmaya baya baya araverdim.Youtube kanalım can çekişiyor şuan.Bisiklet deseniz,onun da lastiği patladığından dolayı uzun bir süre binemedim.Bir karabasan üstüme çökmüş durumda.Yapmış olduğum gözlemler sonucu bende büyük bir kırılma meydana gelmiş durumda.Nedir bu kırılma?En büyük tehlike;isteksizlik.Acaba sorunun ana kaynağı (isteksizlik)olabilir mi?Eylemsizlik,tembellik,erteleme vs…Benim bir an önce eski Onur’a kavuşmam lazım.Bu konuda,en çok güvendiğim araç(Zinciri Kırma) eylemi olacak.O zaman biran önce vakit kaybetmeksizin eylem planı hazırlamalı.

İlk olarak yapmak istediklerimi net bir şekilde ortaya koymalıyım.Açık,anlaşılır,somut,uygulanabilir olması benim için önemli.

Yapmak istediklerim:

Her hafta 1 kitap bitirmek veya +1 ama daha fazlası olmayacak.

Her hafta bitirmiş olduğum kitabın yorumunu ve analiz değerlendirmesini bloğuma yazmak.

Her hafta sonu bitirmiş olduğum kitabın analizlerini youtube kanalıma girmek.

Her hafta izinli olduğum günlerde bisiklet turlarına katılmak istiyorum.

Hemen hemen her konuda düzenli,tertipli ve planlı olmak istiyorum.

Zinciri kırma eylemini yeniden devreye sokma zamanı geldi.(kilit konumda)

Peki beni bu eylemleri yapmamdan alıkoyan nedir?

En büyük sorunlarından bir tanesi;sosyal medya ayağında fazlaca vakit harcıyorum.Sanırım internet bağımlısı olmak üzereyim.Merak duygumu başka kanalarda kullanmalıyım.Sevindirici bir olay;yaklaşık olarak 6 aydır tv izlemiyorum.

Çözüm:

Sosyal Medya ayağını denetim altına almalıyım.En fazla 1 saat kullanma süresi getirsem sanırım bu konuyu aşmış olurum.Buradan elde edeceğim zamanı kitap okumada,yazmada yada video çekmede kullanabilirim.(insallah)

Mayıs Ayı değerlendirmesi

Yazar By Tapusuz.seyyah on Perşembe, Haziran 01, 2017 | 23:56

Bir mayıs ayı daha biterken ben neler ile uğraştım?Ne okdum,ne yazdım,ne araştırdım,ne izledim ve ne deneyimledim,ve daha da önemlisi kazanımlarım neler oldu?Bunların hepsini birden masaya yatırmak istedim.
İlk olarak ‘zinciri krıma’eyleminden neler oldu-biti onlardan bahsetmek istiyorum.
Okuma konusuna gelecek olursam; düzenli bir şekilde okumaya devam ediyorum.Zinciri kırma eyleminde ise,70.günü geride bırakmış bulunuyorum.Bırakmadan bu alışkanlığın üstüne gideceğim.Normal şartlarda bir alışkanlığın oturması için 40 gün geçmesi,alışkanlığın benimsenmesi için ise de 60 günün geçmesi gerekiyormuş.Bu bağlamda işimi şansa bırakmayıp,her gün çarpı atmaya devam edeceğim inşallah.
Peki ben bu mayıs ayında ne okudum?Hedefim neydi,ben ne yaptım?
Mayıs ayında okunması için 4 kitap seçmiştim.Lakin hesapta olmayan bazı gelişmelerden dolayı,ben hem farklı kitaplar okudum,hemde hedeflediğim kitap sayısına ulaşamadım.Peki neden?Birinci neden:Ömer beranın seviyesine çıkmak adına okumayı düşündüğüm ve raflarımda uzun zamandır bekleyen pedegoji kitaplarını gündemime alıyor oluşumdur.Bu bağlamda mayıs ayında harika iki kitap okudum.Bunlaran ilki:Hatice Kubra Tongar(Fıtrat pedagojisi)ikincisi ise:Peygamberlerin çocuk eğitimi metotları.Bu kitapların analizlerini daha sonra yapacağımdan dolayı burda uzun uzadıya yazmak istemiyorum.Mayıs ayında 2 kitap okudum lakin;dolu dolu geçti benim açımdan.Kitaplar o kadar doyurucu geldiki anlatamam.Okurken üstünde çok düşündüm ve hayal ettim.Hiç bitmesin istedim.Bu bakımdan okuma sürem baya uzadı.

İkinci neden ise hayallerimden biri olan dağ bisikletine kavuşmuş olmam.Bu heycan dolu anlarımın çoğunu bisiklet sürerek geçirdim.Hali ile okuma eylemi bende 2.planda kaldı.Bisiklet maceramı ayrı bir konu başlığında inceleyeceğimden dolayı buraya yazmıyorum ve konuyu noktalıyorum.

Yazma konusuna gelecek olursam;zinciri kırma eyleminde almış olduğum karar doğrultusunda 70.günü geride bırakmış bulunmaktayım.Her gün düzenli bir sekilde günlük tutuyorum.Beni üzen,heycanlandıran,sevindiren ne varsa bunları kayıt altına alıyorum.Yalnız  bloguma mayıs ayında hiç yazı yazamadım.Blogumda her okuduğum kitabın analizini yazacaktım lakin,hedeflediğim menzile  ulaşamadım.Bu benim açımdan bir handikaptır.Bisiklete gelince onun heycanı ile diğer uğraşılarımda geriye düştüm.Bunu acilen telafi etmem gerekiyor.Blogumu haziran ayında daha aktif kullanmak adına daha çok yazı yazmam gerekiyor.

Diş fırçalama konusuna gelecek olursak;zinciri kırma eylem planımda 58.günü geride  bırakmış bulunmaktayım.Düzenli bir şekilde her gün bu aktivite yapılmakta.Bu konu üzerinde pek durmayacağım.

Video izleme ve kendi videolarımı çekme konusuna gelecek olursam;kendimce her gün yararlı bulduğum videoları izleme kararı almıştım;lakin belli bir süre sonra bu eylemi bıraktım.İşten yorgun argın gelmem,günlük yazmak,kitap okumak olunca hem sürem yetmiyor,hemde sürekli video izleyemiyorum.Bu bakımdan bu eylemde biraz esneklik yapmaya kararverdim.Video izlemek yerine,kendi videolarımı çekme kararı aldım.Hali hazırda zaten youtube da bir kanlım var.Yer yer deneme videoları çekip yükledim.Zaman zaman faceden paylaştım.Sonuç olarak gördüm ki:en çok facebook üzerinden yüklediğim videolarımı çevrem izliyor ve yorum yapıyor.Geri dönüşlerin olması harika bir olay.Herkes iyi yada kötü bir şekilde beni izliyor olmasını sevindirici buluyorum.Artık daha profesyonel çekimler yapmalıyım.Youtube kanalıma ağırlık vermeliyim.Bu kanaldan icabında para bile kazanabilirim.Neden olmasın?Bundan ötürü,yeni aksiyon cam almalıyım.Sabırlı olmalı ve uzun ve ayrıntılı bir şekilde araştırmalıyım.Bisiklet mevzusunda acele karar verip yanlış bir tercih yaptım.Hayatımın geri kalan kısmında,hatalarımdan ders alıp daha doğru kararlar almalıyım.Sabırlı olup,araştırmalı ve bolca okumalıyım.

Mayıs ayında en büyük kazanımım:i birbirinden güzel iki kitap okumam oldu.Bir diğer önemli gelişme ise,hayalimdeki bisiklete kavuşmam oldu.Bir diğer gelişme ise,videolarım kitleler tarafından kabul görmesi.Bu bağlamda gelecekteki çekimlerimi yapmam konusunda ilerisi için beni yüreklendiriyor .Bir diğer sevindirici olay,bisiklet sayesinde bir çok çevre edinmiş oldum.Mayıs ayının özeti şimdilik bu kadar.

Mayıs ayında peki ne deneyimlendim?Okuduğum kitapta beni çok etkiyen bir söz vardı:Çocuğun seviyesine inirlir mi,yoksa çıkılır mı?Tabiki de çocuğun seviyesine çıkılır.Okuma eylemimim merkezinde bundan böyle Ömer Beranın seviyesine çıkma uğraşısı olacak.Bu ayın en güzel deneyimlemesi benim açımdan bu oldu.Vizyon değikliği bir nevi.

Esen kalın


Onur KAHRAMAN

2017 Nisan Ayı Değerlendirmesi

Yazar By Tapusuz.seyyah on Cuma, Mayıs 05, 2017 | 11:07

2017 Nisan ayı değerlendirmesi;
Mart’ın 23’de başlayan Zinciri Kırma eyleminden biraz bahsetmek istiyorum.Mart ayında başlayan bu aktif katılımcı eylemde son durumu değerlendirecek olursam:Her gün sabah 4.30 kalkma eylemi hariç,

Her gün 20 dakika kitap okuma eyleminde 43 günü,

Her gün 15 dakika bloguma yazı yazma veya özel günlük tutmada yani yazı yazma eyleminde 43 günü,

Her gün kendimce yararlı bulduğum video izleme veya kendi video çekimlerim de 34. günü,

Her gün sabah ve akşam öğünlerinde diş fırçalama eyleminde ise 31. günü başarı ile geride bıraktım.

Bu dönemde bloguma yazı  yazma faaliyeti kesintiye uğrarken,diğer bir uğraşım olan video çekme faaliyeti aralıksız devam etmişim.Burda şu konu konuya dikkat çekmek istiyorum:iki işi aynı anda yapabilme becerisi bende henüz gelişmemiş durumda.Bu aksayan noktayı hemen tamir etmem gerekiyor.

Bir diğer konu ise 40 sabah erken kalk eyleminde istenilen başarıya henüz ulaşamadım.İlk 4 gün her şey tıkırında giderken benim dışımda gelişen bazı durumlardan ötürü,bu faaliyetim kesintiye uğradı.Hemen pes ettim mi? Tabi ki de hayır.Sonra tekrar yeniden başladım,bu seferde kaynımın düğünü olunca evde yatacak alan kalmadı ve bir kez daha faaliyetim kırıldı.Bunlar dış faktörler birde iç faktörler var,yani benim içim dünyamla olan bazı durumlar.İşten çıkınca, eve en geç 11 varıyorum.Yemek yemek,yazımı yazmak derken 12 oluyor.Geriye bana kalan uyku saati 4.30 saat kalıyor.Gün içeresinde yeterince yoruluyorum.Uyku ve yorgunluk beni bir hayli zorluyor.Bunun yanında iç motivasyon çok önemli.Sabahın erken saatlerinde seni uykunun en güzel yerinden kaldıracak kadar güçlü bir neden bulmalısın.Bu ilk başlarda bloğuma yazı yazmak beni çok heycanlandırıyordu,lakin daha sonraları bundan daha güçlü bir sepeb bulmam gerektiğine inandım.Evet Allah kısmet ederse bu önümüzdeki pazartesi bisikletime kavuşmuş olacağım.Sabah erken saatlerinde onunla gezmek beni çok heyecanlandıracak.Bu eylem, en azından 1 ay alışkanlığımın oturması açısından faydalı olacağını düşünüyorum.

Artık yeni bir döneme girmek üzereyim.Aktif bir okuyucum,bunun yanında yarı aktif yazarım,bunun yanında aktif amatör fotoğrafçıyım,bunlar beni artık kesmiyor.Ben de bu aşamada düşündüm taşındım ne yapabilirim diye?Sonunda buldum youtuber olmak.Ben de bu yönde ilk adımımı attım ve ilk youtube kanalımı açtım.Bunun yanında amatör ilk çekimlerimi yayınladım.Barış Özcan'ın dediği gibi:kimse izlemese dahi sen denemekten asla vazgeçme!Günün birinde mutlaka bir yerlere geleceğimden eminim.Büyük kitlelere sesimi duyuracağımdan hiç kuşkum yok.Şimdilik videolarımda görüntü dışında sesi çekiyorum.Tripot alınca aktif bir şekilde yayın hayatıma başlayacağım.Tripotu alıncaya kadar,bir dizi deneme çekimleri yapıyor,facebook,ingstramda paylaşıyorum.Geri bildirimler harika oluyor.Buda beni daha çok motive ediyor.

Bunun yanında,çocukluğumda beri içimde uhde olan bisiklet sevdamı gerçekleştirmek istiyordum.Bunun içinde bazı bir dizi adımlar attım.Mersinde bazı bisiklet satan dükkanları ziyaret ettim,internetten videolar izledim ve bunun yanında araştırma yazıları okudum.Kafamda bazı şeyler oluştu.Nitekim de aradığım bisikleti buldum.Kısmet olursa pazartesi günü alacağım.Bunun yanında,bisiklet benim bir yaşam biçimim olacak.Onun sayesinde doğa ve kamp olayına gireceğim kısmet olursa.Doğada çadırda kalarak,sessizliğin sesini dinlemek istiyorum.Kendimi dinlemek istiyorum.Bu benim açımdan bir çok değişimleri de beraberimde getireceğine inanıyorum.En basitinden var olan arkadaş gurubum daha da artacak veya değişecek.Daha eliteze bir gurupla arkadaşlık etme fırsatını yakalayacağım insallah.

Kitap bitirme olayına gelecek olursam,bir sıkıntı olmadı.Hedefimde 1 ayda 4 kitap bitirmek vardı.3.5 kitap bitirdim.Bir kitabın yarısı yeni aya sarktı.Onuda şu bisiklet heyecanına bağlıyorum.Sürekli yapacaklarımın,edeceklerimin hayalini kurmaktan kitaba odaklanamadım.

Zinciri kırma takvimi sayasinde,kitap bitirme,bloguma yazı ekleme ve youtuba video ekleme aralıklarını net bir şekilde görme imkanı elde ediyorum.Nisan aynda,bloğumu baya ihmal ettim.Bu açığı mayıs ayında kapatmam gerekiyor.

Esen kalın

Onur Kahraman

Şermin Çarkacı/Oyuncu Anne Kitap Analizi

Yazar By Tapusuz.seyyah on Cuma, Nisan 07, 2017 | 05:26

Baskı Tarihi:Eylül 2014                        

Sayfa Sayısı:160

ISBN:9786055286804

Yayın Evi:Elma Yayınevi

Kitabın Türü:Kadın-Erkek-Çocuk-,İnsan ve Toplum

Degerlendirmem:% 100gerçekten mükemmel bir eser.

Benim Ruh Halim: Bu kitabı okurken inanilmaz keyif aldım diyebilirim.Tıpkı delice.

Neden Bu Kitap?:Her şeyden önce ben bir babayım.Daha çok okumam gerekiyor.Yıllar sonra Ömer Bera büyümüş ve ‘baba sen çok cahil kalmışsın’ demesi benim fena halde zoruma gider.Bu durumlara maruz kalmak istemediğimden ve dahi çocuk yetiştirme alanında kendimi geliştirmek istediğimden dolayı bu kitabı okumayı elzem gördüm.

Konusu: (Arka Kapaktan)

Ah be annesi, Çocuğunu al spora götür, oradan çık baleye git, oradan çık tenise, dönüşte oyuncakçıya uğra, alabildiğini al, çeşit çeşit oyun gruplarına üye ol, odasına pahalı oyuncakları yığ, eve gelince aç televizyonu sen de elinde cep telefonun yanında otur. Aaaa noldu, o kadar koşturdun ama çocuğun yine mi mutsuz? Ev işleri, hayat telaşı, o kurs bu kurs derken büyüyüverdi çocuklar değil mi? Gel, gerçek nitelikli zamanın peşinde ol ve onunla oyna. Yeterince yaratıcı değilim ve ne yapacağımı bilmiyorum diyorsan, senin için yüzlerce oyun fikri paylaştım. Hepsi çok kolay, çok eğlenceli ve verimli. Hepsi üç çocukla bizzat denendi. Hadi sıva kollarını, birlikte mutlu çocuklar büyüteceğiz... Eğer siz de Şermin Çarkacı gibi düşünüyorsanız yani çocuğunuzla güzel ve verimli zaman geçirmenin tek yolunun şu yukarıda sayılanlar olmadığına inanıyorsanız, işte bu kitap tam size göre… Buza saklanmış penguenleri, bulgurdan yapılmış çölleri ve mavi çarşaftan denizleri çocuğunuzla paylaşmak istiyorsanız Oyuncu Anne ile tanışmanın tam zamanı… Oyuncu Anne kitabının gelirleri Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’na bağışlanmaktadır.

Kitap Analizim:

Bu kitabın beni en çok etkileyen yönü;samimi olması.Bundan daha önemlisi,dilinin halk dili olması.Nedir halk dili olması?Senin, benim gibi günlük hayatta nasıl konuşuyorsak öyle sade,akıcı,yalın bir dili var kitabın.Uygulamış olduğu metotlar günlük hayatımızda rahatlıkla kullanabileceğimiz türden.

Ben bir kitapda en çok dikkat ettiğim nokta;uygulanabilirlik!Rahatlıkla söyleyebilirim ki,kitap bol bol eylem içeriyor.Duygu yoğunlu fazlasıyla hissediliyor kitapta.3.aşama duygu seviyesi kullanılmış.Kendimden çok şey buldum bu eserde.Resmen çocukluğuma geri döndüm diyebilirim.Sıradışı bir annenin 3 çocukla hayat mücadelesi anlatılmakta.Çocuk yetiştirmek elbette önemli,ama nasıl?Annemizden,babamızdan öğrendiğimiz  geneleksel metotlar ile mi?Çocuğun dünyasını anlamadan,hissetmeden,kavramadan uygulanan davranış modelleri ile mi çocuk yetiştireceğiz?Sağlıksız,baskıcı,kalıplayan korku kültürü ile mi büyüteceğiz çocuklarımızı?Hangi anne-baba çocuklarına kötülük yapmak isterki?İstemez ise,yapılacak en etkili yöntem okumak.Okuyacağız,blinçleneceğiz,farkında olacağız neyi,nasıl yapılacağını bileceğiz.

Yaptığım araştırmalar sonucunda,toplumuz sağlık bireyler yetiştirmek adına elinden gelenin en üst seviyesini zorluyor.Okumayan,sorgulamayan,düşünmeyen ve bireye kendisi olduğu için değer vermeyen bir toplumda kişi sizce sağlıklı kalabilir mi?Elbette kalmaz,kalamadığı gibi yaşaması bile bir mucize bence.

Asıl terör bence evimizde.Çocuklara yapılan davranışlar belki fiziksel değil ama duygusal ve psikolojik şiddet haddinden fazla.Çocuğu etken değil de nasıl edilgen(pasif)yani kendime bağımlı hale getirebilirimin mücadelesini veriyoruz.Yapma-etme,onu alma,bunu kurcalama,kırma,dökme,koşma,terleme...

Ve en önemlisi çocuğun hayallerini elinden nasıl alınır ona bir güzel öğretiyoruz.Öğrettiğimiz yetmiyor,hayatının bir parçası haline almasını sağlıyoruz hemde büyük bir gururla.Sonra bunun adına ben çocuk yetiştirdim deniliyor.

Çocuk koşacak,zıplayacak,kirlenecek,düşecek,yaralanacak,deneyecek,soru soracak.Bu çocuğun doğasında olan şeyler.Bunu nasıl birer birer yok ediyoruz?Yok ederken bile farkına varmıyoruz;çünkü okumuyoruz.Çünkü biz çok bilen ama iş uygulamaya gelince yapmayan bir toplumuz.

Değerli yazarımız,geneleksel yönetemlerin işe yaramadığını görüp,sıra dışı metotlar uygulamış.Sıradışı değime bakmayın,aslında işin doğasında olan şeyleri uyguluyor.Hemde delicesine.

Bu Kitaptan Neler Öğrendim?

Bu kitap bana nasıl hayal kurmam gerektiğini öğretti.Daha doğrusu,çocukların hayal dünyasını başlarına yıkmamayı öğretti.Farkındalık geliştirme açısından çok faydalı görüyorum kitabı.Asıl mesele çocukları edilgen çocuk yapmak değil,aksine hayatın her evresinde ‘etken’ bir çocuk yapabilmek.Biz büyükler olarak çocuklarımıza yapma-etme demek yerine,onları deneysel alanlar ile buluşturmayı kendimize birer görev bilmeliyiz.İnsan deneyerek keşfeder.O yüzden ne yapıyoruz?Onların kırmasına,parçalamasına ve dahi en önemlisi soru sormalarına izin veriyoruz.Sordukları sorulara  yalan atmadan,makul,mantıklı,doğru cevaplar veriyoruz.Çünkü sorulara verilen her cevap onun birer kaderi haline gelecektir.Geleceğini sizin verdiğiniz  cevaplar şekillendirecek.Yasaklar ile büyütülmüş bir çocuğa kesinle hayır diyorum.Özgür ortamda kendini gerçekleştiren bir çocuğa kesinlikle evet diyorum.


Yazarın gözünden tavsiyeler:

Her şeyden önce bu kitabı kimler okumamalı?Yasakcı zihniyete sahip olan anne-babalar,kendi egemenlikleri tehlikeye girecek endişisesi taşıyanlar,kendine bağımlı bir çocuk yetiştirmeyi planyalanlar,soru sorulamasından nefret edenler,yapma-etme anlayışına sahip olanlar,temizlik hastası olanlar,kendini hayatın her alanında geliştiremeyen yerinde sayanlar,değişimin ve gelişimin karışında olanlar,özgür düşünme yetisini kaybedenler,okumayan,sorgulamayan zonta takımı bu kitabı kesinlikle okumasın;çünkü yüksek dozda delilik içeriyor kitap.

Yukarıda yazdıklarımı kapsamayan anene-babalar çok şanslılar;çünkü bu kitap kendini ‘deli’ hisseden herkes okusun ve okutsun.Benim bir hayalim var diyen herkes okusun ve dahi okutsun.

Şermin Çarkacı'ın Biyografisi


1982’de Berlin’de doğdum. Şans eseri başlayan bu Avrupai yaşam, bir yıl sonra sona erdi ve kendimi Anadolu’nun küçük bir köyünde buldum. Epey bir süre izledim, dinledim, şaşırdım ve yaşadım. Oralarda fazla konuşmak ayıp, uydurmak yalana eş değer, yaratıcılık ise tuhaflık sayıldığından ben de hikayelerimi anlatmayı kesip yazmaya başladım. Yazmak sürükleyiciydi, bir Edebiyat Fakültesinin Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne kadar sürüklendim. Tahsili ilerletip yüksek lisansımı tamamladım ve para kazanabilmek gayesiyle dolanırken kendimi bir reklam ajansında reklam yazarı olarak buldum. Yaratıcılık, sabır ve uydurabilme yeteneği gerektiren bu meslekte iyi sıkıyor olmalıydım ki, işler ilerledi. Şimdilerde kerli ferli bir reklam ajansının yaratıcı grup başkanlığını yürütmekteyim. Yaratıcılığı farklı anlamış olmalıyım, iki yıl içerisinde 3 çocuk dünyaya getirerek, profesyonel bir anne oldum. Yazdığım ama basiretsizliğim yüzünden yayınlatmadığım bir çuval hikayeyi dolaba kaldırıp çocuklarla yaşadıklarımı yazmaya başladım. Esasen annelik dediğin şey zaman zaman bir çeşit bilim kurgudan, kurmacadan, zaman zaman hoş bir hikayeden öte bir şey değildi. 33 yaşında 3 çocuk annesi bir iş kadınıydım. Ve nasılsa yazdığım bir kitabı nihayete erdirebildim. ‘Başlarım Şimdi Anneliğe!’ yazarın ilk kitabıdır.

Nisan Ayı Okuma Planı

Yazar By Tapusuz.seyyah on Pazartesi, Nisan 03, 2017 | 07:01

Yaptığım gözlemler sonucunda geçen  mart ayında bir dizi eylemler gerçekleşirken,kitap  bitirme hızım baya baya düşüşe geçti.Bu bakımdan zinciri kırma eylemini hayatımın her alanında uygulama karar verdim.Beni tanımlayan iki önemli kelimelerden biri Plan,diğeri disiplindir.Her ne kadar içimdeki çocuk bunları sevsede bunları hayatımda ne yazık ki uygulayamadım.Bir farkla,hayatıma zinciri kırma eylem modeli, girdiğinden bu yana planlama ve disiplin kelimeleri daha bir anlam kazanmaya başladı.Bu bağlamda kendime bir plan hazırladım.

Nisan ayın süresince kendime 4 kitap bitirme hedefi koydum.Bunların her biri düzenli bir sekilde okunacak ve dahi bloga yazılacak.Ayın 8’ninden sonra ise,ilk video çekimlerime başlayacağım (allah kısmet ederse)

Okuma eylemini daha zevkli hale sokmak adına,bir roman veya öykü bir psikoloji kitabı okumayı planlıyorum.Böylece okuma monotonluğunu aşmış olacağım.

3-9 Nisan ayı Stefan Zweigler/Mürebbiye
10-16 Nisan ayı Adem Güneş/Annelik Sanatı
17-23 Nisan ayı Aziz Nesin/Biz Adam Olmayız
24-30 Nisan ayı Doğan Cüceloğlu/İletişim Donanımları























Aynı zamanda ileryen günlerde bitirmiş olduğum Şermin Çaracı/Oyuncu Anne ve Doğan Cüceloğlunun /İçimizdeki Çocuk adlı eserlerini(allah kısmet ederse)bloguma analizlerimi yazacağım.

Keyifle kalın

Onur Kahraman
 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. Tapusuz seyyah:Gezdiklerim,okuduklarım - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger